GÜLBAHÇELİ
VİP Üye
- Katılım
- 4 Mar 2020
- Mesajlar
- 1,542
- Puanları
- 112
Antik Yunan Tarihi
M.Ö. 3000 ortalarından M.Ö. 1200 yıllarına kadar Girit’te bir uygarlık bulunuyordu.
Bu kültür M.Ö. II. binde özellikle Ege Bölgesi ve Boğazlar yoluyla Karadeniz’le,
Balkanlar yoluyla Avrupa’yla, Anadolu yoluyla da Ön Asya ile ilişkideydi.
Girit’in diğer kültürlerle ilişkisi ticari amaçlıydı. Girit’te M.Ö. 1400’lerden itibaren dışarıdan gelen
istilalar sonucu bir gerileme görüldü. Akaların Girit’i istilası 300 yıl sürdü daha sonra Dorların göçleri
başladı. Giritteki kültürün sona ermeye başladığı M.Ö 1500’lerde Peleponnes kıyısında Argos’ta Miken kültürü
ortaya çıktı. Miken’de şehir devletleri tarafından idare edilen savaşçı bir toplum yaşıyordu.
Miken kültürü Girit’tekilerden farklıdır ama bu kültürün etkilerini taşır.
Önce Girit sonra Miken kültürleri yayılarak önem kazanıyordu ama Yunan Tarihi ile bu kültürler
arasında neredeyse hiç bağlantı yoktur. M.Ö. 13. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar geçen dönemde Girit
ve Miken izleri yok oldu. Dorlar kuzeyden güneye ilerleyip her şeyi kendi egemenlikleri altına alarak
Aka ve Miken sülalelerinin izlerini yok ettiler. Akalar ve İyonlar Ege Denizi’ni geçerek
Anadolu kıyılarına kaçtılar ve burada kıyı boyunca yerleşerek yeni İyon kentleri kurdular.
Mikenlerin deniz üzerinden Kıbrıs ile Güney Anadolu’dan Doğu Akdeniz kıyılarına kadar ulaştıkları
buralarda ortaya çıkan Miken buluntularıyla belgelenmiştir (1).
M.Ö. 1000 ile 700 arası Yunan Ortaçağı’dır. Bu dönemde Dorlar Yunanistan’da Aka Uygarlığının yıkıntıları
üzerine şehir devletleri kurdular. Eski kabile teşkilatının yerini çok daha gelişmiş siyasal ve sosyal
teşkilata sahip şehir devletleri aldı. Yine bu dönemde halk sınıflara ayrıldı, aristokrasi ortaya çıktı
ve şehir devletlerini idare eden krallar aristokratlar tarafından devrildiler (2).
Yunan Ortaçağı’nın sonlarına doğru Akdeniz ve Karadeniz etrafında tarımsal
ve ekonomik ihtiyaçları karşılamak için koloniler kuruldu. Daha önceden Girit,
Ege Adaları, Batı ve Güneybatı Anadolu kıyıları Yunanlılar tarafından işgal edildiğinden kolonileri daha uzak
ülkelere kurdular. Yunanlılar ilk zamanlarda ırklarını korumaya çalıştılar daha sonraki yıllarda
yerlilerle ilişkileri artınca onlarla karıştılar. Koloniler sayesinde Yunan ticareti geniş bir alana
yayıldı ve sanayi gelişti.
Yunan Ortaçağı’ndan sonra M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllar Arkaik Çağ diye adlandırılır.
Bu çağda Yunanistan’da en önemli şehir Atina’dır. Attika halkı sosyal ve ekonomik yönden üç gruba ayrılır.
Büyük çiftlik sahipleri, tüccarlar ve sanayiciler ve küçük toprak sahibi köylüler.
Gittikçe köylü toprakları elden çıktı ve Attika birkaç zenginin eline geçti.
M.Ö. 594-593 yıllarında hükümetin başına geçen Solon’un sosyal,siyasal ve ekonomik reformları ihtiyaçları
karşılıyordu. Bu dönemde oluşturulan devlet teşkilatı Atina’da yüzyıllarca yaşadı.
Solon’dan sonraki yıllarda Peisistratos’un tiranlığı Atina’nın en parlak çağlarından biriydi.
Peisistratos aristokrat sınıfı zayıflatıp, köylüyü korudu. Döneminde ticaret gelişti.
Atina Solon’un reformları ve Peisistratos’un iç ve dış siyaseti sayesinde büyük gelişme gösterdi.
Arkaik dönemde ünü doğuya yayılan diğer güçlü şehir olan Sparta 6.
yüzyılın son yarısında Peleponnes birliğini kurdu. Bu birlik gerektiği zaman toplanırdı.
Her şehir devleti bir oya sahipti. Sparta’da askeri güç ve polis teşkilatına dayanan bir baskı
politikası uygulanıyordu.
Yunan Tarihinin Klasik Çağı olan 5. yüzyılda İran yaylasından Anadolu’da Kızılırmak’a kadar
uzanan Pers Krallığı’nın İyonya’ya saldırıları görülüyordu. Lidya Kralı Kroisos ile yaptıkları savaşta
kralı esir alıp Lidya Krallığı’nı yıktılar. Lidya Anadolu’nun Batı kıyılarındaki Yunan şehirleri
ile birlikte Pers Devletine katıldı. Perslerin idare merkezleri Sardes ve Daskileion’du ve İyonya şehirleri
de bu satraplıklara bağlandı. Perslerin İyonya’yı işgaliyle İyonya’da başta Miletos olmak üzere ayaklanma
baş gösterdi. İyonyalılar Sardes’e kadar yürüyüp daha sonra Efesos’a kadar çekildiler.
Atina İyonya’ya yardım gönderdi. İyonya ihtilaline sonraları Kayra,Likya ve Kıbrıs şehirleri de katıldı
ve isyan hareketi yayıldı. “Persler ayaklanmayı bastırdıktan sonra M.Ö.
493’te Kios, Lesbos ve Tenedos adalarını ellerine geçirdiler.
Pek çok kenti daha işgal ederek isyana katılan kentleri tahrip ettiler.
Ayaklanmaya katılmayan Efesos ve Symria gibi kentler dışında yıkım ve cezadan yalnızca Kyzikos kurtuldu"
(3).
Darius 490 yılında İyonya ihtilaline yirmi gemilik bir kuvvet gönderen Atina ile beş gemi
gönderen Eretria’yı cezalandırmak için Pers donanmasını önce İyonya’ya oradan da adalara sefere gönderdi.
Eretria ele geçtikten sonra Attika bölgesinin doğu kıyılarında Marathon Ovası’na çıkartma yapıldı.
Buradaki savaşı Atinalılar kazandı (4). Marathon savaşını Atinalıların kazanması Darius’u kızdırdı
ve Yunanistan’a savaş açma kararı aldı. Darius’un ölümünü izleyen yılda 483’te Kserkes’in ordusu
Yunanistan’a sefere çıktı. Orduda Hintliler, Doğulu Habeşler, Araplar, Lidyalılar, Bitinyalılar bulunuyordu.
1207 parçalık donanmada pek çok ulusun yardımıyla oluşturuldu (5).
Pers kara ordusu Trakya ve Makedonya üzerinden Kuzey Yunanistan Teselya’ya ve oradan Thermophia geçidine
hiçbir direnişle karşılaşmadan vardı. Donanma denizden orduya eşlik ediyordu.
Yunan donanması Persleri Artemision Burnu’nda yendi. Pers ordusu karada savunmayı
püskürtünce Yunan gemileri Attika bölgesini korumak için güneye çekildiler.
Persler Atina’ya girip Akropol’ü ele geçirdi ve kenti yakıp yıktılar.
M.Ö. 480’de Yunan donanması bozguna uğratılınca Kserkes Atina’yı terk etti.
Ertesi yıl Atina tekrar yıkıma uğradı fakat Plataia ovasındaki savaşı Yunanlılar kazandı.
Bu zaferden sonra Persleri Anadolu içlerine sürerek Ege denizinden çıkartmaya çalıştılar.
Daha sonraki yıllarda Atina Pers tehlikesine karşı Attika-Delos Deniz Birliği adlı siyasal bir birlik kuruldu
. M.Ö. 431-404 yılları arasında Yunanlıları iki büyük cepheye bölen Peleponnes savaşı Atinalılar ve
Spartalılar arasında oldu. “413’te Sicilya seferi Atina için büyük bir yenilgiyle sonuçlandı.
407 yılında Perslerle Spartalıların işbirliğinden dolayı Atinalı komutan Alkibiades 100 gemilik
donanmayla Efesos limanına geçti. Gemiler burada bozguna uğratılıp komutan Persler tarafından öldürüldü
(6)".
Peleponnes savaşından sonra M.Ö. 4. yüzyılda Persler Spartalılara yardımları karşılığında
Anadolu kıyılarını egemenlikleri altına aldılar. Anadolu şehirleri Perslerin öç almasından
korkarak Sparta’dan yardım istediler. Spartalılar bir ordu göndererek Perslere savaş ilan ettiler.
M.Ö. 400’de savaşın sonunda Anadolu’daki Yunan şehirleri Perslere bırakıldı.
M.Ö. 4. yüzyılda kuzeyde bulunan Makedonyalılar Yunanlıları Perslere karşı savaşa davet ettiler.
Makedonya kralı Filip’in bu teklifiyle savaş açıldı ama 330’daki ölümü üzerine oğlu İskender
onun projesini gerçekleştirdi. Hellenistik Devir olarak adlandırılan bu dönemde İskender Trakya’ya,
Asya’ya ve Hindistan’a seferler düzenledi ve Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu İran ve Orta Asya ülkelerini
zaptetti. Fethettiği ülkelerde kurduğu şehirler Yunan kültürünü etrafa yayan merkezler oldu.
M.Ö. 323’te ölümünden sonra İskender’in devleti krallıklara bölündü.
M.Ö. 275’te Batı Yunanlılar Romalıların egemenliğine geçti. M.Ö 279’da Kelt akınlarına karşın
Orta Yunan şehir devletleri birleşti ve Keltlere karşı zafer kazandı. M.Ö. 3. yüzyıl sonlarında ve 2.
yüzyılda Romalılar ile Makedonyalılar arasındaki savaşlardan sonra Romalılar Makedonya, Yunanistan ve
diğer Helenistik şehirleri egemenlikleri altına aldılar.
NALAN YILMAZ
alıntıdır
M.Ö. 3000 ortalarından M.Ö. 1200 yıllarına kadar Girit’te bir uygarlık bulunuyordu.
Bu kültür M.Ö. II. binde özellikle Ege Bölgesi ve Boğazlar yoluyla Karadeniz’le,
Balkanlar yoluyla Avrupa’yla, Anadolu yoluyla da Ön Asya ile ilişkideydi.
Girit’in diğer kültürlerle ilişkisi ticari amaçlıydı. Girit’te M.Ö. 1400’lerden itibaren dışarıdan gelen
istilalar sonucu bir gerileme görüldü. Akaların Girit’i istilası 300 yıl sürdü daha sonra Dorların göçleri
başladı. Giritteki kültürün sona ermeye başladığı M.Ö 1500’lerde Peleponnes kıyısında Argos’ta Miken kültürü
ortaya çıktı. Miken’de şehir devletleri tarafından idare edilen savaşçı bir toplum yaşıyordu.
Miken kültürü Girit’tekilerden farklıdır ama bu kültürün etkilerini taşır.
Önce Girit sonra Miken kültürleri yayılarak önem kazanıyordu ama Yunan Tarihi ile bu kültürler
arasında neredeyse hiç bağlantı yoktur. M.Ö. 13. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar geçen dönemde Girit
ve Miken izleri yok oldu. Dorlar kuzeyden güneye ilerleyip her şeyi kendi egemenlikleri altına alarak
Aka ve Miken sülalelerinin izlerini yok ettiler. Akalar ve İyonlar Ege Denizi’ni geçerek
Anadolu kıyılarına kaçtılar ve burada kıyı boyunca yerleşerek yeni İyon kentleri kurdular.
Mikenlerin deniz üzerinden Kıbrıs ile Güney Anadolu’dan Doğu Akdeniz kıyılarına kadar ulaştıkları
buralarda ortaya çıkan Miken buluntularıyla belgelenmiştir (1).
M.Ö. 1000 ile 700 arası Yunan Ortaçağı’dır. Bu dönemde Dorlar Yunanistan’da Aka Uygarlığının yıkıntıları
üzerine şehir devletleri kurdular. Eski kabile teşkilatının yerini çok daha gelişmiş siyasal ve sosyal
teşkilata sahip şehir devletleri aldı. Yine bu dönemde halk sınıflara ayrıldı, aristokrasi ortaya çıktı
ve şehir devletlerini idare eden krallar aristokratlar tarafından devrildiler (2).
Yunan Ortaçağı’nın sonlarına doğru Akdeniz ve Karadeniz etrafında tarımsal
ve ekonomik ihtiyaçları karşılamak için koloniler kuruldu. Daha önceden Girit,
Ege Adaları, Batı ve Güneybatı Anadolu kıyıları Yunanlılar tarafından işgal edildiğinden kolonileri daha uzak
ülkelere kurdular. Yunanlılar ilk zamanlarda ırklarını korumaya çalıştılar daha sonraki yıllarda
yerlilerle ilişkileri artınca onlarla karıştılar. Koloniler sayesinde Yunan ticareti geniş bir alana
yayıldı ve sanayi gelişti.
Yunan Ortaçağı’ndan sonra M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllar Arkaik Çağ diye adlandırılır.
Bu çağda Yunanistan’da en önemli şehir Atina’dır. Attika halkı sosyal ve ekonomik yönden üç gruba ayrılır.
Büyük çiftlik sahipleri, tüccarlar ve sanayiciler ve küçük toprak sahibi köylüler.
Gittikçe köylü toprakları elden çıktı ve Attika birkaç zenginin eline geçti.
M.Ö. 594-593 yıllarında hükümetin başına geçen Solon’un sosyal,siyasal ve ekonomik reformları ihtiyaçları
karşılıyordu. Bu dönemde oluşturulan devlet teşkilatı Atina’da yüzyıllarca yaşadı.
Solon’dan sonraki yıllarda Peisistratos’un tiranlığı Atina’nın en parlak çağlarından biriydi.
Peisistratos aristokrat sınıfı zayıflatıp, köylüyü korudu. Döneminde ticaret gelişti.
Atina Solon’un reformları ve Peisistratos’un iç ve dış siyaseti sayesinde büyük gelişme gösterdi.
Arkaik dönemde ünü doğuya yayılan diğer güçlü şehir olan Sparta 6.
yüzyılın son yarısında Peleponnes birliğini kurdu. Bu birlik gerektiği zaman toplanırdı.
Her şehir devleti bir oya sahipti. Sparta’da askeri güç ve polis teşkilatına dayanan bir baskı
politikası uygulanıyordu.
Yunan Tarihinin Klasik Çağı olan 5. yüzyılda İran yaylasından Anadolu’da Kızılırmak’a kadar
uzanan Pers Krallığı’nın İyonya’ya saldırıları görülüyordu. Lidya Kralı Kroisos ile yaptıkları savaşta
kralı esir alıp Lidya Krallığı’nı yıktılar. Lidya Anadolu’nun Batı kıyılarındaki Yunan şehirleri
ile birlikte Pers Devletine katıldı. Perslerin idare merkezleri Sardes ve Daskileion’du ve İyonya şehirleri
de bu satraplıklara bağlandı. Perslerin İyonya’yı işgaliyle İyonya’da başta Miletos olmak üzere ayaklanma
baş gösterdi. İyonyalılar Sardes’e kadar yürüyüp daha sonra Efesos’a kadar çekildiler.
Atina İyonya’ya yardım gönderdi. İyonya ihtilaline sonraları Kayra,Likya ve Kıbrıs şehirleri de katıldı
ve isyan hareketi yayıldı. “Persler ayaklanmayı bastırdıktan sonra M.Ö.
493’te Kios, Lesbos ve Tenedos adalarını ellerine geçirdiler.
Pek çok kenti daha işgal ederek isyana katılan kentleri tahrip ettiler.
Ayaklanmaya katılmayan Efesos ve Symria gibi kentler dışında yıkım ve cezadan yalnızca Kyzikos kurtuldu"
(3).
Darius 490 yılında İyonya ihtilaline yirmi gemilik bir kuvvet gönderen Atina ile beş gemi
gönderen Eretria’yı cezalandırmak için Pers donanmasını önce İyonya’ya oradan da adalara sefere gönderdi.
Eretria ele geçtikten sonra Attika bölgesinin doğu kıyılarında Marathon Ovası’na çıkartma yapıldı.
Buradaki savaşı Atinalılar kazandı (4). Marathon savaşını Atinalıların kazanması Darius’u kızdırdı
ve Yunanistan’a savaş açma kararı aldı. Darius’un ölümünü izleyen yılda 483’te Kserkes’in ordusu
Yunanistan’a sefere çıktı. Orduda Hintliler, Doğulu Habeşler, Araplar, Lidyalılar, Bitinyalılar bulunuyordu.
1207 parçalık donanmada pek çok ulusun yardımıyla oluşturuldu (5).
Pers kara ordusu Trakya ve Makedonya üzerinden Kuzey Yunanistan Teselya’ya ve oradan Thermophia geçidine
hiçbir direnişle karşılaşmadan vardı. Donanma denizden orduya eşlik ediyordu.
Yunan donanması Persleri Artemision Burnu’nda yendi. Pers ordusu karada savunmayı
püskürtünce Yunan gemileri Attika bölgesini korumak için güneye çekildiler.
Persler Atina’ya girip Akropol’ü ele geçirdi ve kenti yakıp yıktılar.
M.Ö. 480’de Yunan donanması bozguna uğratılınca Kserkes Atina’yı terk etti.
Ertesi yıl Atina tekrar yıkıma uğradı fakat Plataia ovasındaki savaşı Yunanlılar kazandı.
Bu zaferden sonra Persleri Anadolu içlerine sürerek Ege denizinden çıkartmaya çalıştılar.
Daha sonraki yıllarda Atina Pers tehlikesine karşı Attika-Delos Deniz Birliği adlı siyasal bir birlik kuruldu
. M.Ö. 431-404 yılları arasında Yunanlıları iki büyük cepheye bölen Peleponnes savaşı Atinalılar ve
Spartalılar arasında oldu. “413’te Sicilya seferi Atina için büyük bir yenilgiyle sonuçlandı.
407 yılında Perslerle Spartalıların işbirliğinden dolayı Atinalı komutan Alkibiades 100 gemilik
donanmayla Efesos limanına geçti. Gemiler burada bozguna uğratılıp komutan Persler tarafından öldürüldü
(6)".
Peleponnes savaşından sonra M.Ö. 4. yüzyılda Persler Spartalılara yardımları karşılığında
Anadolu kıyılarını egemenlikleri altına aldılar. Anadolu şehirleri Perslerin öç almasından
korkarak Sparta’dan yardım istediler. Spartalılar bir ordu göndererek Perslere savaş ilan ettiler.
M.Ö. 400’de savaşın sonunda Anadolu’daki Yunan şehirleri Perslere bırakıldı.
M.Ö. 4. yüzyılda kuzeyde bulunan Makedonyalılar Yunanlıları Perslere karşı savaşa davet ettiler.
Makedonya kralı Filip’in bu teklifiyle savaş açıldı ama 330’daki ölümü üzerine oğlu İskender
onun projesini gerçekleştirdi. Hellenistik Devir olarak adlandırılan bu dönemde İskender Trakya’ya,
Asya’ya ve Hindistan’a seferler düzenledi ve Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu İran ve Orta Asya ülkelerini
zaptetti. Fethettiği ülkelerde kurduğu şehirler Yunan kültürünü etrafa yayan merkezler oldu.
M.Ö. 323’te ölümünden sonra İskender’in devleti krallıklara bölündü.
M.Ö. 275’te Batı Yunanlılar Romalıların egemenliğine geçti. M.Ö 279’da Kelt akınlarına karşın
Orta Yunan şehir devletleri birleşti ve Keltlere karşı zafer kazandı. M.Ö. 3. yüzyıl sonlarında ve 2.
yüzyılda Romalılar ile Makedonyalılar arasındaki savaşlardan sonra Romalılar Makedonya, Yunanistan ve
diğer Helenistik şehirleri egemenlikleri altına aldılar.
NALAN YILMAZ
alıntıdır