Küp Mezar Çeşitleri Ve Özellikleri

aga_0074

Youtube sayfamız Defineadresi TV
Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ocak 2020
Mesajlar
1,047
Tepkime puanı
2,635
Puanları
151
1580598861600.png
1580598940673.png

Bu küp mezarlar, Atabey-Harmanören (Göndürle) sınırları içerisinde bulunur ve MÖ 1000 sonlarına kadar süren tarih öncesi dönemlere aittirler. 1993 yılında Prof. Dr. Rüçhan Arık ve ekibi tarafından kazı ve incelemeler yapılmıştır. Prof Dr. Mehmet Özsait tarafından yapılan kazılarda da küp mezar alanının topografik planı hazırlanmış ve 41 adet yeni küp mezar ortaya çıkarılmıştır. Küp mezarların ağzı genelde doğuya açılmakta olup, düzenli sıralar halinde yerleştirilmiştir. Çoğunun ağzı ikinci bir küp ile kapatılmıştır. Tunç Çağına ait, gaga ağızlı testilerden pişmiş toprak ağırşaklar gibi çeşitli eşya "mezar armağanı" olarak bırakılmıştır. Mezarlarda yön birliğine karşın biçim birliği yoktur. Genelde gömü için özel küp yapılmadığı gözlenmiştir. Küp içerisine konulan ölüler, (hoker) durumunda olup, başları genelde küp ağzına yakın ve doğuya doğrudur. Mezar armağanları, genelde, iki veya daha fazla olarak küplerin içine bırakılmıştır. Armağanlar arasında, gaga ağızlı, kuş gözlü testileri, ufak kase ve çömlekleri, taş balta, amulet, pişmiş topraktan ağırşaklar, madeni buluntu olarak tunçtan halkalar, literatüre tıraş bıçağı olarak geçen fakat kullanım alanı henüz anlatılamayan bir nesle ile "toggle pin" adıyla bilinen topuz başlı iğne tipleri bulunmaktadır.

Küp mezarlar, M.Ö. 2700 ile 1800 yılları arasında kullanılan bir çeşit ölü gömme geleneğidir. Genellikle doğuya dönüktür. Ölü küpün içine hoker pozisyonunda konulmuştur. Hoker pozisyonu, ayakların karna çekilmesiyle oluşturulan pozisyondur. Ceninin anne karnındaki pozisyonu da hoker pozisyonudur. Zaten küp mezarlardaki amacın “Dünyaya geldiği gibi gitsin” düşüncesi olduğu düşünülmektedir.

Ölünün kapalı bir yere konması gerektiği düşüncesinin bu dönemde başladığı tahmin edilmektedir. Küp mezarların ağızları kapaktaşı yada derin bir çömlekle kapatılmıştır. Etrafları taşlarla desteklenmiştir. Ülkemizin bir çok ilinde bol sayıda örnekleri vardır.

1580598886503.png
Küp Mezar Hediyeleri
Bu mezarlarda en sık rastlanan hediyeler bronz iğneler ve gaga ağızlı testilerdir. Ayrıca kadınlarda brozn yüzük, küpe, bilezik erkeklerde ise bronz spatula, taş balta vb. gibi objeler çıktığı görülmüştür. Konunun en altında küp mezarlara ait resimler yer almaktadır.

Bazı küp mezar kazılarında çıkartılan kaplar, tahta araçlar, kemik iğneler vd. bir yana bu kaplar, ilk başlarda ölülerin yanına içlerine su ve yemek konularak mezarlara bırakılıyordu. “Ölen kişinin embriyon gibi çömelmiş durumda bulunduğu sanki yeniden doğacakmış gibi büyük boyuttaki küpler olarak karşımıza çıkıyor.”

Küp biçimindeki bu kapların en belirgin özelliği hamile bir kadın karnına benzemesidir. Kadın vücudunu çağrıştıran pek çok toprak küp mevcuttur.

Böylece küpler içerisine konularak mezarlara gömülme kültürü aslında yeniden dirilme ve dünyaya gelme anlayışının bir ürünü olarak eski toplumlarda kadının yaratıcı, doğurucu yönünden gelen bir inançtı. Daha o zamanlar ölüleri küpler içerisine oturtarak mezarlara gömüyorlardı. “İnsan yaşamı, ışığın ve karanlığın çatışmasında var olmayı öğrendi, evrensel ana kucağı olarak algılanan toprağın, karanlıklarına geri gideceği ana dek, bağlı olduğu, yaşamın günlük değişiklerini öğrendi. Onu ölülerin arasına gömdüler, böylece yeni yaşam için yeniden doğabilsin diye.”

1580599455160.png
1580599325358.png

1580599436108.png
1580599348334.png
1580599359153.png
1580599390908.png


1580598907388.png
 

Baykan

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ocak 2020
Mesajlar
325
Tepkime puanı
838
Puanları
17
Ekli dosyayı görüntüle 451
Ekli dosyayı görüntüle 454

Bu küp mezarlar, Atabey-Harmanören (Göndürle) sınırları içerisinde bulunur ve MÖ 1000 sonlarına kadar süren tarih öncesi dönemlere aittirler. 1993 yılında Prof. Dr. Rüçhan Arık ve ekibi tarafından kazı ve incelemeler yapılmıştır. Prof Dr. Mehmet Özsait tarafından yapılan kazılarda da küp mezar alanının topografik planı hazırlanmış ve 41 adet yeni küp mezar ortaya çıkarılmıştır. Küp mezarların ağzı genelde doğuya açılmakta olup, düzenli sıralar halinde yerleştirilmiştir. Çoğunun ağzı ikinci bir küp ile kapatılmıştır. Tunç Çağına ait, gaga ağızlı testilerden pişmiş toprak ağırşaklar gibi çeşitli eşya "mezar armağanı" olarak bırakılmıştır. Mezarlarda yön birliğine karşın biçim birliği yoktur. Genelde gömü için özel küp yapılmadığı gözlenmiştir. Küp içerisine konulan ölüler, (hoker) durumunda olup, başları genelde küp ağzına yakın ve doğuya doğrudur. Mezar armağanları, genelde, iki veya daha fazla olarak küplerin içine bırakılmıştır. Armağanlar arasında, gaga ağızlı, kuş gözlü testileri, ufak kase ve çömlekleri, taş balta, amulet, pişmiş topraktan ağırşaklar, madeni buluntu olarak tunçtan halkalar, literatüre tıraş bıçağı olarak geçen fakat kullanım alanı henüz anlatılamayan bir nesle ile "toggle pin" adıyla bilinen topuz başlı iğne tipleri bulunmaktadır.

Küp mezarlar, M.Ö. 2700 ile 1800 yılları arasında kullanılan bir çeşit ölü gömme geleneğidir. Genellikle doğuya dönüktür. Ölü küpün içine hoker pozisyonunda konulmuştur. Hoker pozisyonu, ayakların karna çekilmesiyle oluşturulan pozisyondur. Ceninin anne karnındaki pozisyonu da hoker pozisyonudur. Zaten küp mezarlardaki amacın “Dünyaya geldiği gibi gitsin” düşüncesi olduğu düşünülmektedir.

Ölünün kapalı bir yere konması gerektiği düşüncesinin bu dönemde başladığı tahmin edilmektedir. Küp mezarların ağızları kapaktaşı yada derin bir çömlekle kapatılmıştır. Etrafları taşlarla desteklenmiştir. Ülkemizin bir çok ilinde bol sayıda örnekleri vardır.

Ekli dosyayı görüntüle 452
Küp Mezar Hediyeleri
Bu mezarlarda en sık rastlanan hediyeler bronz iğneler ve gaga ağızlı testilerdir. Ayrıca kadınlarda brozn yüzük, küpe, bilezik erkeklerde ise bronz spatula, taş balta vb. gibi objeler çıktığı görülmüştür. Konunun en altında küp mezarlara ait resimler yer almaktadır.

Bazı küp mezar kazılarında çıkartılan kaplar, tahta araçlar, kemik iğneler vd. bir yana bu kaplar, ilk başlarda ölülerin yanına içlerine su ve yemek konularak mezarlara bırakılıyordu. “Ölen kişinin embriyon gibi çömelmiş durumda bulunduğu sanki yeniden doğacakmış gibi büyük boyuttaki küpler olarak karşımıza çıkıyor.”

Küp biçimindeki bu kapların en belirgin özelliği hamile bir kadın karnına benzemesidir. Kadın vücudunu çağrıştıran pek çok toprak küp mevcuttur.

Böylece küpler içerisine konularak mezarlara gömülme kültürü aslında yeniden dirilme ve dünyaya gelme anlayışının bir ürünü olarak eski toplumlarda kadının yaratıcı, doğurucu yönünden gelen bir inançtı. Daha o zamanlar ölüleri küpler içerisine oturtarak mezarlara gömüyorlardı. “İnsan yaşamı, ışığın ve karanlığın çatışmasında var olmayı öğrendi, evrensel ana kucağı olarak algılanan toprağın, karanlıklarına geri gideceği ana dek, bağlı olduğu, yaşamın günlük değişiklerini öğrendi. Onu ölülerin arasına gömdüler, böylece yeni yaşam için yeniden doğabilsin diye.”

Ekli dosyayı görüntüle 460
Ekli dosyayı görüntüle 455

Ekli dosyayı görüntüle 459
Ekli dosyayı görüntüle 456
Ekli dosyayı görüntüle 457
Ekli dosyayı görüntüle 458


Ekli dosyayı görüntüle 453
Tebrikler ustam emeğine sağlık. Çok açıklayıcı olmuş görsellerde renk katmış konuya.
 
Üst Alt