sedegor
Yetkili
- Katılım
- 21 Şub 2020
- Mesajlar
- 334
- Puanları
- 92
Önce alan tarama cubuk yada ( pandül) şakül olayına girmeden, radyestezi nedir araştırınız. Cünkü Cubuk yada şakül kullanımı dogrudan RADYESTEZİ ilminin taa kendisidir.
Evreni en zeki olanımız iki ilâ üç boyuttan görmeye muktedirdir. Kapasitemiz 20 ila 20000 herz aralıgındaki her şeyi görmemizi duymamızı işitmemizi saglarken evren bizim görebildiklerimizin çok ama çok daha fazlasını içerir.
Yani bir kapsül içerisinde ancak görüp duyuklarımız kadarız. Bu kapsülden ise bilim ve ilim ışıgında cıkabilir daha fazla yeti görü saglayabiliriz kendimize. Ana rahminden bir kese içinde dünyaya gelen o keseyi yırtıp dünyada yaşadıgını sanarken, kendisini daha kaç kese cevreliyor haberi yok. Yani bir dünyada yaşıyor lakin sadece kendi dünyasında. Diger dünyaların var oldugunu bilse belki keşfetmeye yeltenecek.
Her şeyin bir dili vardır konuşmak isteyene görmek isteyene dilde çoktur renkte çoktur. Alemde çoktur.
Sultan Süleyman her şeye hükmetmiş, Lokman Hekim bitkilerle konuşmustur derken bir hikaye gibi gelir insanlara. Ama gel gör insan bunları kendi cocuguna anlatıp idrak ettiremiyor. Belkide konuşmak anlatmak bir yere kadar insanın kendinde olmadıkca, insan kendi sınırlarını aşmadıkca, o insana anlatmak yada yazmak fayda saglamıyor belkide. Buda Nasip işidir. Her şey göz önünde olsada, çogu kez görmeyi başaramaz insan yada bakmasını bilmez belki.
Yapabilene basit yapamayana hikaye yazıyorum belkide.
Evren 010101.... olarak tekrar ederken her şeyi 369 keşfettirir Nikola Terslanın tabiriyle. Kuranda ise her şey ve zaman bir var bir yoktur yani bin dem 0 olan birdem 1 olur ( bir an ölü bir an diriyiz ama biz hep diri gibi yaşıyoruz ) ve bu döngü devam ederken biz buna hayat yada an belki zaman deriz.Ölüp Ölüp dirildigimizin farkında degiliz yaşarken.Ne dersek diyelim atan bir kalp gecen bir an dır, ve her şeyin canı, dili, varlıgı yada yoklugu 0 la bir 1 arasındaki gecen döngüdedir. Bir varlıgın bir nesnenin yapısı atomu molekülü elekronu önemli olsada, cansız gibi gözüken her şeyin bir canı vardır. Her canlı yada cansız tabir ettigimiz varlıgın hatta yoklugun dahi bir titreşimi vardır. Biz buna frekans diyoruz işte bize iletişimde lazım olacak yegane şey budur.
Bir defineci eline iki cubuk alıp yer tesbit edecegini sanıyor kendini kandırıyor, yada kafasının calıştıgı veya elindeki imkanda sadece o. Bir insanın biyo enerjisi kaç birimki bunu voltaja cevirsen bir volt edermi ? Bu kadarcık enerji elindeki 250 gramlık cubuga yön verebilirmi ))) Hadi tüm cakraların açık entel deyimle iki volt enerjin var tabi insandaki biyo enerji karşılıgı birimi voltta degildir. Düşünce gücüyle dene onuda dahi yapamazsın, sadece bilek gücüyle yönlendirir kendini kandırırsın.
Pandül işi ise cubuk gibi degildir, definecilerin tercihi olmasada, gercekten biyo enerji az çok radyeztesi ilmini bilende patlama yaşar, yani o kadarcık biyo enerji pandülde harikalar yaratır.
Neyse bu konulara kafasını takan önce şu frekans cihazlarını tanısın önce sadece bildigi nesnelerin frakansını tanımlasın, frekans jenaratörü nedir osiloskoplar nedir hususunda kendini geliştirsin. Frekansların ceşitleri ve hareketlerini tanısın Daha sonra iş cansız sandıgımız taşa topraga gelir belki.
Sadece bununlada bitmiyor biz Türkler taşları ve yarı degerli taşların nasıl bir nimet oldugunun halâ farkında degiliz. Örnek yolda gecerken gördügünüz kuvars taşları varya işte onlar ugraşıpta acıga cıkaramadıgınız biyo enerjinize tavan yaptıracak tek şeydir. Bu gün hemen her türlü radar sistemleri alıcı vericisi iste bu kuvars sayesinde iletir binlerce kilometre uzaga sinyali yada alır.
Sıradan elinizdeki bir mikrofon içerisindeki o kuvars taş sayesinde sesinizi bangır bangır cıkarır yoksa bagırın durun mikrofonsuz megafonsuz sesiniz anacak mikrofonun binde biri kadar cıkar.
Ortada gezen saçma şeylere itibar etmek yerine şu solisyonu kullandım şu alışımdan şu metalden özeldir benim cubugum diyen üç kagıtcıya para verene kadar birazcık oturup okuyun araştırın. Ama yok bizim toplumda okuma alışkanlıgı sıfır.
İşte o kuvarsın damarını bulup boş frankans da olsa bir cubugun ucuna dogru şekilde yerleştirirseniz piyasaya satılan bir çok aletten daha fazla işinize yarar. Ama taşların bir vucutu vardır bunu bozmamak lazım taşlarıda tanımayan için boş muhabbetir bu.
Biraz başım agrıyor kafa yoracak olana iyi konu.Sorusu olan için yazarım.
Birde bir kaç sitede arkamdan yazıp cizen varmış ben cihaz yapmışım fahiş fiyatlarda satıyormuşum yok öyle bir şey geçmişte kendim için yaptım, iki mühendis arkadaştan yardım almıştım onlarda patent almak istediler izin verdim.Türkiyede olmadı Almanyada patent alındı cihaz üretime geçmedi maddi manevi yönden satılmıyor üretilmiyor. Satılacagını hiç sanmıyorum. Çünkü işe yarayan hiç bir şey kagıt para karşılıgında satılmaz.
Ama konuyu idrak edebilen varsa her şey ortada yapabilir yani. Arkadan dedikodu yapmak kadın gibi kolaydır, cihaz sattıgımı iddia eden yalancılar okursa konuyu buyursun yüzümede yazsın.
İnsanlar ne tuhaf yaw, dedikodu yapmak ölü eti yemek gibidir. Yukarda yazdım ya insanlar 20 ila 20000 herz aralıgını görmeye duymaya anlamaya muktedirdir diye. Biz bu aralıgın altı ve üstü nasıl görülür nasıl duyulur onu anlatmaya calışırken. Allahın het insana verdigi sınır olmayan perde olmayan hayatın kendisini dahi göremeyen hatta çarpıtanlar var yazık.
La daha dün geceleri sabaha kadar özelden üzerlik otu içsem ne olur diye yalvaranlar yazmış arkamdan )))) üzerlik otu kullanmış akabinde dünyaya düz demişim )))) la benim yarım kadar deli olaydınız tutar elinizi öperdim. Nasa ne dese inanırsınız altmışlı yıllarda aya cıkana inanırsınız ayda rüzgarda bayrak dalgalandırırırsınız. Biz dünya düz desek dalga gecersiniz )))) Size Uzayı gösterir uyuturlar kendileri Antartikada gercegin peşinde gezerler.
Niye yazıyorum gelip okuyorlar bilgi dileniyorlar ama utandıklarından kendilerini göstermiyorlar.
Evreni en zeki olanımız iki ilâ üç boyuttan görmeye muktedirdir. Kapasitemiz 20 ila 20000 herz aralıgındaki her şeyi görmemizi duymamızı işitmemizi saglarken evren bizim görebildiklerimizin çok ama çok daha fazlasını içerir.
Yani bir kapsül içerisinde ancak görüp duyuklarımız kadarız. Bu kapsülden ise bilim ve ilim ışıgında cıkabilir daha fazla yeti görü saglayabiliriz kendimize. Ana rahminden bir kese içinde dünyaya gelen o keseyi yırtıp dünyada yaşadıgını sanarken, kendisini daha kaç kese cevreliyor haberi yok. Yani bir dünyada yaşıyor lakin sadece kendi dünyasında. Diger dünyaların var oldugunu bilse belki keşfetmeye yeltenecek.
Her şeyin bir dili vardır konuşmak isteyene görmek isteyene dilde çoktur renkte çoktur. Alemde çoktur.
Sultan Süleyman her şeye hükmetmiş, Lokman Hekim bitkilerle konuşmustur derken bir hikaye gibi gelir insanlara. Ama gel gör insan bunları kendi cocuguna anlatıp idrak ettiremiyor. Belkide konuşmak anlatmak bir yere kadar insanın kendinde olmadıkca, insan kendi sınırlarını aşmadıkca, o insana anlatmak yada yazmak fayda saglamıyor belkide. Buda Nasip işidir. Her şey göz önünde olsada, çogu kez görmeyi başaramaz insan yada bakmasını bilmez belki.
Yapabilene basit yapamayana hikaye yazıyorum belkide.
Evren 010101.... olarak tekrar ederken her şeyi 369 keşfettirir Nikola Terslanın tabiriyle. Kuranda ise her şey ve zaman bir var bir yoktur yani bin dem 0 olan birdem 1 olur ( bir an ölü bir an diriyiz ama biz hep diri gibi yaşıyoruz ) ve bu döngü devam ederken biz buna hayat yada an belki zaman deriz.Ölüp Ölüp dirildigimizin farkında degiliz yaşarken.Ne dersek diyelim atan bir kalp gecen bir an dır, ve her şeyin canı, dili, varlıgı yada yoklugu 0 la bir 1 arasındaki gecen döngüdedir. Bir varlıgın bir nesnenin yapısı atomu molekülü elekronu önemli olsada, cansız gibi gözüken her şeyin bir canı vardır. Her canlı yada cansız tabir ettigimiz varlıgın hatta yoklugun dahi bir titreşimi vardır. Biz buna frekans diyoruz işte bize iletişimde lazım olacak yegane şey budur.
Bir defineci eline iki cubuk alıp yer tesbit edecegini sanıyor kendini kandırıyor, yada kafasının calıştıgı veya elindeki imkanda sadece o. Bir insanın biyo enerjisi kaç birimki bunu voltaja cevirsen bir volt edermi ? Bu kadarcık enerji elindeki 250 gramlık cubuga yön verebilirmi ))) Hadi tüm cakraların açık entel deyimle iki volt enerjin var tabi insandaki biyo enerji karşılıgı birimi voltta degildir. Düşünce gücüyle dene onuda dahi yapamazsın, sadece bilek gücüyle yönlendirir kendini kandırırsın.
Pandül işi ise cubuk gibi degildir, definecilerin tercihi olmasada, gercekten biyo enerji az çok radyeztesi ilmini bilende patlama yaşar, yani o kadarcık biyo enerji pandülde harikalar yaratır.
Neyse bu konulara kafasını takan önce şu frekans cihazlarını tanısın önce sadece bildigi nesnelerin frakansını tanımlasın, frekans jenaratörü nedir osiloskoplar nedir hususunda kendini geliştirsin. Frekansların ceşitleri ve hareketlerini tanısın Daha sonra iş cansız sandıgımız taşa topraga gelir belki.
Sadece bununlada bitmiyor biz Türkler taşları ve yarı degerli taşların nasıl bir nimet oldugunun halâ farkında degiliz. Örnek yolda gecerken gördügünüz kuvars taşları varya işte onlar ugraşıpta acıga cıkaramadıgınız biyo enerjinize tavan yaptıracak tek şeydir. Bu gün hemen her türlü radar sistemleri alıcı vericisi iste bu kuvars sayesinde iletir binlerce kilometre uzaga sinyali yada alır.
Sıradan elinizdeki bir mikrofon içerisindeki o kuvars taş sayesinde sesinizi bangır bangır cıkarır yoksa bagırın durun mikrofonsuz megafonsuz sesiniz anacak mikrofonun binde biri kadar cıkar.
Ortada gezen saçma şeylere itibar etmek yerine şu solisyonu kullandım şu alışımdan şu metalden özeldir benim cubugum diyen üç kagıtcıya para verene kadar birazcık oturup okuyun araştırın. Ama yok bizim toplumda okuma alışkanlıgı sıfır.
İşte o kuvarsın damarını bulup boş frankans da olsa bir cubugun ucuna dogru şekilde yerleştirirseniz piyasaya satılan bir çok aletten daha fazla işinize yarar. Ama taşların bir vucutu vardır bunu bozmamak lazım taşlarıda tanımayan için boş muhabbetir bu.
Biraz başım agrıyor kafa yoracak olana iyi konu.Sorusu olan için yazarım.
Birde bir kaç sitede arkamdan yazıp cizen varmış ben cihaz yapmışım fahiş fiyatlarda satıyormuşum yok öyle bir şey geçmişte kendim için yaptım, iki mühendis arkadaştan yardım almıştım onlarda patent almak istediler izin verdim.Türkiyede olmadı Almanyada patent alındı cihaz üretime geçmedi maddi manevi yönden satılmıyor üretilmiyor. Satılacagını hiç sanmıyorum. Çünkü işe yarayan hiç bir şey kagıt para karşılıgında satılmaz.
Ama konuyu idrak edebilen varsa her şey ortada yapabilir yani. Arkadan dedikodu yapmak kadın gibi kolaydır, cihaz sattıgımı iddia eden yalancılar okursa konuyu buyursun yüzümede yazsın.
İnsanlar ne tuhaf yaw, dedikodu yapmak ölü eti yemek gibidir. Yukarda yazdım ya insanlar 20 ila 20000 herz aralıgını görmeye duymaya anlamaya muktedirdir diye. Biz bu aralıgın altı ve üstü nasıl görülür nasıl duyulur onu anlatmaya calışırken. Allahın het insana verdigi sınır olmayan perde olmayan hayatın kendisini dahi göremeyen hatta çarpıtanlar var yazık.
La daha dün geceleri sabaha kadar özelden üzerlik otu içsem ne olur diye yalvaranlar yazmış arkamdan )))) üzerlik otu kullanmış akabinde dünyaya düz demişim )))) la benim yarım kadar deli olaydınız tutar elinizi öperdim. Nasa ne dese inanırsınız altmışlı yıllarda aya cıkana inanırsınız ayda rüzgarda bayrak dalgalandırırırsınız. Biz dünya düz desek dalga gecersiniz )))) Size Uzayı gösterir uyuturlar kendileri Antartikada gercegin peşinde gezerler.
Niye yazıyorum gelip okuyorlar bilgi dileniyorlar ama utandıklarından kendilerini göstermiyorlar.
Son düzenleme: