- Katılım
- 19 Ocak 2020
- Mesajlar
- 1,049
- Puanları
- 151
Eb'uş-Şeyh Ennevadir, kitabında der ki:
Hadis alimlerinden bazıları, İsa b. Ebî İsa'dan naklettiklerine göre, Haccac b. Yusuf'a demişler ki: Çin'de bir yer var. O yerde yolu sapıttıklarında "Yola gelin!" diye bir ses duyarlar; fakat hiçbir şey göremezler.
Bunun üzerine o, birtakım insanları gönderir ve onlara; "Oraya gittiğimizde bilhassa yanlış yola sapın, size (buradan!)" diye ikazda bulunuyorlarsa hemen onlara saldırın ve kimler olduğunu anlayın." diye tembh eder.
Bunun üzerinde onlar giderler ve onun emrini yerine getirirler. Fakat cinler der ki:
"Siz bizi asla göremezsiniz."
"Pekala, ne zamandan beri burdasınız?" diye sorduklarında şu cevabı verirler:
"Biz, yılları saymayız. Ancak Çin, 8 kere harap oldu ve 8 kere yeniden imar oldu. İşte biz, hala gördüğünüz gibi burdayız."
Asakir oğlu Ebu'l Kasım, "Sebebuzzubabeti Fişşehadeti" adlı eserinde der ki, Açık olarak cinleri gördüğünü ve cinlerden kardeşleri bulunduğunu iddia eden kimsenin şehadeti kabul edilmez. İsbehan'da Ebu Ali el-Hasan b. Ahmed, birçok alimler tarafından nakledilen İmam-ı Şafii'nin şu sözünü hatırlatır:
Cinleri gördüğünü iddia eden kimsenin şehadetini iptal ederiz. Çünkü bu, Allah'ın "O ve kabilesi, sizleri onları göremediğiniz yerden görür." kavline aykırıdır. Ancak peygamberler böyle bir iddiada bulunabilir.
Cinler, herhangi bir maddi şekle girmeyip kendi aslî şekillerinde kaldıkları sürece, bizim onları çıplak gözle görebilme imkanımız yoktur. Fakat bu, bizim gibi normal insanlar için olmakla beraber, Allah'ın göndermiş olduğu peygamberler, mucize olarak cinleri asıl suretlerinde görebilme imkanına sahiptir.
Muhammed İsa Davud, "Müslüman Cinle Sohbetler" adlı kitabında Müslüman cinne cinlerin şekil ve biçimleri nasıldır sorusuna Müslüman cinin yanıtı şöyledir:
"Allah'ın bizi yarattığı şekil ve keyfiyet, küçük ihtilaf ve ayrıntılar hariç insanlarla benzerlik arz etmektedir. Sizin baş ve gövde dengenize nazaran bizim başımız biraz büyükçedir. Gözlerimiz, sizin gözleriniz gibi enli olmayıp göz kavisi biraz uzuncadır. Bazı cinlerin gözleri öne doğru çıkık olmasına rağmen bazılarının gözü de sizin Çin Japonlarınızın çekik gözlerine yakınlık arzetmektedir. Normalde cinlerin gözü, ceylan gözü gibi büyük ve geniş olur. Fakat biraz uzunluk arzeder.
Tıpkı beşerin değişik renklerde gözleri bulunduğu gibi, cinlerin de gözleri farklı farklıdır. Bazılarınınki kırmızı, bazılarınınki siyah, bazılarınınki mavi, bazılarınınki bal rengidir. Gözbebeklerimiz, sizinkiler gi i tam yuvarlak olmayıp elips şekline yakınlık arz eder.
Kulaklarımız, at ve kedi kulaklarına benzemektedir. Kulaklarımız, kıllarla kaplıdır. Bu yüzden cinlerin Müslüman olanları bir şekle girmek istediklerinde kedi, at ve aslan şekillerini tercih ederler.
Burnumuza gelince, tıpkı insanların burnu gibi yüzümüzün ortasında yer almaktadır. Şu var ki normalde sizin burunlarınız gibi uzunca olmayıp bazı Filipinli erkek ve kadınların burunları gibi değirmi, yani yuvarlaktır.
Müslüman cinler, Hz. Muhammed (sav) ın sünnetine tabii olarak sakal bırakırlar. Diğer cinler, sakal bırakmayan cinleri gördükleri zaman yüzlerine bakıp "harap olmuş bir yüz" derler.
Biz cinlerin saçları oldukça sıktır. Bazı erkek cinlerin saçı çok seyrektir. Hanım cinlerin saçları oldukça uzundur. Saçların uzunluğu cinlerde güzellik nişanesi olup büyük kıymet arzeder. Hatta bazı hanım cinlerin saçı yerlere sürünerek ardınca onu takip eder.
Ellerimiz, siz insanların elleri gibidir. Ancak eller, tırnak ve kol uzunluğu bakımından farklılık arzeder. Sizin kol uzunluğunuzun vücudunuza nispeti, bizim kol uzunluğumuzun vücudumuza nispeti ile aynı değildir. Bizim kollarımız daha uzundur. Ayaklarımız ise ön kısmı gayet geniş olup ayak parmakları kıllıdır.
Bizim kemik dokumuz ce iskeletimiz, cismimize ve et dokumuza göre daha ziyadedir. Fakat kemik dokumuz olmasına rağmen cinler, hayal edemeyeceğiniz kadar rahat ve yumuşak hareket edebilme özelliğine sahiptir.
Her cinin iki boynuzu vardır. Fakat bu boynuzlar, tıpkı cinin küçük, narin ve şeffaf cismi gibi çok küçüktür. İnsanların resimlerde çizdiği gibi asla uzun değildir. İblis'in boynuzları, kendi hacmine uygun olarak epeyce büyüktür. O, ilk insandan günümüze kadar gelebilmiştir. Fakat biz cinlerin cisimleri zayıftır. Tıpkı sizin cisimleriniz gibi bizim de vücudumuz asırların geçmesiyle zayıflıyor.
Birçoğumuz, genellikle esmer ciltlidir. Çünkü bizim cildimiz incedir. Bazı cinler ise beyaz ya da kırmızı tenlidir."
Hadis alimlerinden bazıları, İsa b. Ebî İsa'dan naklettiklerine göre, Haccac b. Yusuf'a demişler ki: Çin'de bir yer var. O yerde yolu sapıttıklarında "Yola gelin!" diye bir ses duyarlar; fakat hiçbir şey göremezler.
Bunun üzerine o, birtakım insanları gönderir ve onlara; "Oraya gittiğimizde bilhassa yanlış yola sapın, size (buradan!)" diye ikazda bulunuyorlarsa hemen onlara saldırın ve kimler olduğunu anlayın." diye tembh eder.
Bunun üzerinde onlar giderler ve onun emrini yerine getirirler. Fakat cinler der ki:
"Siz bizi asla göremezsiniz."
"Pekala, ne zamandan beri burdasınız?" diye sorduklarında şu cevabı verirler:
"Biz, yılları saymayız. Ancak Çin, 8 kere harap oldu ve 8 kere yeniden imar oldu. İşte biz, hala gördüğünüz gibi burdayız."
Asakir oğlu Ebu'l Kasım, "Sebebuzzubabeti Fişşehadeti" adlı eserinde der ki, Açık olarak cinleri gördüğünü ve cinlerden kardeşleri bulunduğunu iddia eden kimsenin şehadeti kabul edilmez. İsbehan'da Ebu Ali el-Hasan b. Ahmed, birçok alimler tarafından nakledilen İmam-ı Şafii'nin şu sözünü hatırlatır:
Cinleri gördüğünü iddia eden kimsenin şehadetini iptal ederiz. Çünkü bu, Allah'ın "O ve kabilesi, sizleri onları göremediğiniz yerden görür." kavline aykırıdır. Ancak peygamberler böyle bir iddiada bulunabilir.
Cinler, herhangi bir maddi şekle girmeyip kendi aslî şekillerinde kaldıkları sürece, bizim onları çıplak gözle görebilme imkanımız yoktur. Fakat bu, bizim gibi normal insanlar için olmakla beraber, Allah'ın göndermiş olduğu peygamberler, mucize olarak cinleri asıl suretlerinde görebilme imkanına sahiptir.
Muhammed İsa Davud, "Müslüman Cinle Sohbetler" adlı kitabında Müslüman cinne cinlerin şekil ve biçimleri nasıldır sorusuna Müslüman cinin yanıtı şöyledir:
"Allah'ın bizi yarattığı şekil ve keyfiyet, küçük ihtilaf ve ayrıntılar hariç insanlarla benzerlik arz etmektedir. Sizin baş ve gövde dengenize nazaran bizim başımız biraz büyükçedir. Gözlerimiz, sizin gözleriniz gibi enli olmayıp göz kavisi biraz uzuncadır. Bazı cinlerin gözleri öne doğru çıkık olmasına rağmen bazılarının gözü de sizin Çin Japonlarınızın çekik gözlerine yakınlık arzetmektedir. Normalde cinlerin gözü, ceylan gözü gibi büyük ve geniş olur. Fakat biraz uzunluk arzeder.
Tıpkı beşerin değişik renklerde gözleri bulunduğu gibi, cinlerin de gözleri farklı farklıdır. Bazılarınınki kırmızı, bazılarınınki siyah, bazılarınınki mavi, bazılarınınki bal rengidir. Gözbebeklerimiz, sizinkiler gi i tam yuvarlak olmayıp elips şekline yakınlık arz eder.
Kulaklarımız, at ve kedi kulaklarına benzemektedir. Kulaklarımız, kıllarla kaplıdır. Bu yüzden cinlerin Müslüman olanları bir şekle girmek istediklerinde kedi, at ve aslan şekillerini tercih ederler.
Burnumuza gelince, tıpkı insanların burnu gibi yüzümüzün ortasında yer almaktadır. Şu var ki normalde sizin burunlarınız gibi uzunca olmayıp bazı Filipinli erkek ve kadınların burunları gibi değirmi, yani yuvarlaktır.
Müslüman cinler, Hz. Muhammed (sav) ın sünnetine tabii olarak sakal bırakırlar. Diğer cinler, sakal bırakmayan cinleri gördükleri zaman yüzlerine bakıp "harap olmuş bir yüz" derler.
Biz cinlerin saçları oldukça sıktır. Bazı erkek cinlerin saçı çok seyrektir. Hanım cinlerin saçları oldukça uzundur. Saçların uzunluğu cinlerde güzellik nişanesi olup büyük kıymet arzeder. Hatta bazı hanım cinlerin saçı yerlere sürünerek ardınca onu takip eder.
Ellerimiz, siz insanların elleri gibidir. Ancak eller, tırnak ve kol uzunluğu bakımından farklılık arzeder. Sizin kol uzunluğunuzun vücudunuza nispeti, bizim kol uzunluğumuzun vücudumuza nispeti ile aynı değildir. Bizim kollarımız daha uzundur. Ayaklarımız ise ön kısmı gayet geniş olup ayak parmakları kıllıdır.
Bizim kemik dokumuz ce iskeletimiz, cismimize ve et dokumuza göre daha ziyadedir. Fakat kemik dokumuz olmasına rağmen cinler, hayal edemeyeceğiniz kadar rahat ve yumuşak hareket edebilme özelliğine sahiptir.
Her cinin iki boynuzu vardır. Fakat bu boynuzlar, tıpkı cinin küçük, narin ve şeffaf cismi gibi çok küçüktür. İnsanların resimlerde çizdiği gibi asla uzun değildir. İblis'in boynuzları, kendi hacmine uygun olarak epeyce büyüktür. O, ilk insandan günümüze kadar gelebilmiştir. Fakat biz cinlerin cisimleri zayıftır. Tıpkı sizin cisimleriniz gibi bizim de vücudumuz asırların geçmesiyle zayıflıyor.
Birçoğumuz, genellikle esmer ciltlidir. Çünkü bizim cildimiz incedir. Bazı cinler ise beyaz ya da kırmızı tenlidir."