Eski Çağlarda Taş Köprü Yapımı Ve Teknikleri...

aga_0074

Youtube sayfamız Defineadresi TV
VİP Üye
Katılım
19 Ocak 2020
Mesajlar
1,049
Puanları
151
İlk köprüler tahtadan yapılırdı. Eskiçağ yazarları taş köprülerden de söz ederler, ama bu köprülerin yalnız ayakları taştandı (sözgelimi, Babil’dtarafından Fırat ırmağı üstünde yaptırılan ve Yunan tarihçisi Sicilyalı Diodoros’un sözünü ettiği köprü). Daha sonraları birçok ülkede orta açıklığı büyük olan köprülerde bile, tahtadan yararlanma işlemi sürdü. İsviçre’de XIV. yy’dan başlayarak yapılmış tahta köprüler günümüze kadar korunmuştur.
Tümüyle taştan inşa edilen ilk köprülerse Romalılar zamanında yapıldı. Bu köprülerin de bir bölümü günümüze kadar gelmiştir: Sözgelimi, Roma’da938 ‘de inşa edilmiş Sant’Angelo Köprüsü hâlâ kusursuz olarak yerinde durmaktadır. Bazı durumlarda gerek köprünün giriş ve çıkış noktalarını savunabilmek, gerekse bir su yolundaki geçişleri engellemek gibi amaçlarla köprüler takviye edilmişlerdir; Fransa’da Cahors’ da Lot ırmağı üstündeki Valentre Köprüsü buna örnek olarak gösterilebilir. Ortaçağ kentlerinde evler ve dükkânlar çoğu zaman köprülerin üstüne inşa edilirdi. Eskiden Paris’teki Notre Dame ve Marie köprüleri böyle bir görünümdeydi; günümüzdeyse bu tür köprülere Floransa’da (Ponte Vecchio), Venedik’te (Rialto Köprüsü), İngiltere’de Bath’da (Pulteney Köprüsü) raslanır.

Paris’te Jacques Androuet Du Cerceau’nun gerçekleştirdiği PontNeuf Köprüsü ise Rönesans üslubundadır. Taş köprü yapımında XVIII. yy’da büyük ilerlemeler görüldü. Bu gelişmelere katkıları olan kişiler arasında birçok yapıt gerçekleştiren (Neuilly, Orleans ve Concorde köprüleri) mühendis Perronet (1708-1794) ile daha yakın tarihlerde yaşamış olan ve köprülerde geniş kemeri, birbirine betonarme bir tabiiye ile bağlı iki taş halkayla değiştiren (Adolphe Köprüsü, 19041 mühendis Sejoume’yi (1851-1939) sayabiliriz.



Köprü Yalıtım Sistemleri
Teknik açıdan, köprü bir boşluğun aşılmasını sağlayan yapıyı belirtir. Bir köprünün işlevini belirtmek için de karayolu köprüsü, demiryolu köprüsü, kanal köprüsü, hareketli köprü (döner köprü, kalkan köprü, tekerlekli köprü, basküllü köprü) gibi deyimler kullanılır; viyadük terimiyse yalnız vadileri aşan köprülere verilen bir addır. Bir köprü sütunlarla birbirinden ayrüan ve köprü ana ayaklarına birleşen gözlerden oluşur. Bu gözlerde ya yalnız tahliyeler ya da kemerler vardır. Açıklık, sütunlar arasmdaki serbest uzaklıktır; orta açıklıksa, köprünün dayanak eksenleri arasmdaki serbest uzaklıkür. Yükseklik, yapının altında kalan serbest dikey uzaklıktır. Taş köprüler genellikle kemerlerden oluşurlar. En son yapılan taş köprüler, demirsiz beton kemerler üstüne oturtulmuştu; bu kemerler de kemer kalıplarıyla yapılmışta. Kemerli köprülerin yapımında kullanılan en son tekniklerden biri de, genleşen çimentodan yapılan kemer kalıbının bir kemer kilit taşı aracılığıyla sökülmesi olmuştur.Betonarme, ardından da öngerilmeli beton, taş köprü yapımının gerilemesine neden oldu. Sınırlı açıklığı olan karayolu ve demiryolu köprülerinin önemli bir bölümü betonarme köprülerdir. Bu yapılar, kullanılması az bir teknik gerektiren ve çok iyi bilinen bir gereçle yapılma üstünlüğü taşırlar. Ayrıca daha az harcamaya neden oldukları gibi, fazla bir bakıma da gerek göstermezler. Öngerilmeli betondan yapılan köprüler (bu buluşun yaratıcısı Fransız Eugene Freyssinet’ dir) özellikle Fransa’da büyük bir gelişme göstermiştir. Bu başarı değişik öğelerin birbirine monte edilmesindeki kolaylık ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan yapı yöntemleriyle açıklanabilir.
 
Üst