- Katılım
- 19 Ocak 2020
- Mesajlar
- 1,049
- Puanları
- 151
Gümüş Sikkelerde Oksitlenme
Saf gümüş; parlak beyaz renkte, yumuşak ve kolay işlenen bir metal olduğundan, bakır ve altın gibi metallerle karıştırılarak daha sert ve dayanıklı alaşımlar elde edilip, bunlardan sikke, takı ve diğer tür eşyaların imalatı yapılır. Doğal olarak bulunan altın ve gümüş alaşımına elektron denir. Bunlardan Lydia’da ilk sikkelerle birlikte; Mısır, Roma, Grek Dönemleri’nde farklı şekillerde süs eşyaları yapılmıştır. Bakırlı alaşımında gümüş yüzeyinde yeşil bakır tuzları görülür. Korozyon yapıcılar genel olarak klörürler ve sülfürlerdir. Bu oluşumlar; gümüş klorür (AgCI), gümüş klorür-bromür (Ag2CIBr) ve gümüş sülfür (Ag2S) şeklinde görülmektedir.
Klorürler:
Toprak altında (anaerobik ortam) çözülebilir tuzlarla gümüş reaksiyona girip gümüş klörürü oluşturur. Bazen eser tümüyle mineralize olur. Matlaşan yüzey bir daha eski parlaklığına kavuşamaz. Atmosferde klörürün bol olduğu bölgelerde mesela deniz kenarlarında gümüş üzerinde mat kirli beyaz grimsi bir tabaka oluşur. bu bölgelerde bozulmalar daha fazla olur. Ancak bu klörürler toprak altındaki eserlerde daha yaygın şekilde görülmektedir..
Sülfürler:
Yoğun yerleşme alanlarında atmosferdeki kükürtler gümüşe kolaylıkla etki eder, bozulmalara yol açar, eserin yüzeyi siyah mat bir gümüş sülfür tabakası kaplar. Ayrıca atmosferdeki kükürt hidrojen gazı oksijenli ortamda gümüşe etki ederek gümüş sülfürü oluşturur ve korozyon yapar.
Gümüş Sikkelerde Temizlik;
Gümüş sikkelerin temizliği için de mekanik temizleme yöntemi uygulanabilmektedir. Bu yöntem dışında ayrıca şu yöntemler kullanılabilir:
1) Hidroklorik asit temizlemesi: Bu işlem için genellikle %10’luk HCI (klor elementlerinden oluşan kimyasal bir bileşik) tavsiye edilir. Bu işlemle gümüşün korozyon ürünlerini uzaklaştırmak mümkündür. Genellikle bu işlem 24 saat sürer. Fakat bazı durumlarda 1 hafta alabilir. Her gün asitin gücü kontrol edilmeli gerekirse yenisi ile değiştirilerek temizlik işlemine devam edilmelidir..
2) Gümüş klörürü (mat gri renk), bistüri ve cam elyafı fırça ile temizlenir. Damıtık su içine thiourea %5 oranında hazırlanır. Küçük ağaç çubuk başına pamuk sarılır ve gümüşün yüzeyine sürülür. Derişik amonyak kullanılmamalıdır. Amonyum tiyosülfat hem gümüş klörür, hem gümüş sülfatları yok eder. Eser %5’lik karışıma konur veya yüzeye sürülür.
3) 1 Lt. Damıtık su içinde, 84gr. thiourea, 0,5ml. byprox (deterjan) 4ml. formik asit hazırlanır. Bu karışım tüm gümüşlerde kullanılabilir.
4) Gümüş sikke üzerinde %15 Formik asit çözeltisi içinde temizlenir. Daha sonra kurutulur. Matlaşan gümüş sikke üzerine alkol ve talk pudra karışımından oluşturulan macun sürülerek parlatılır.
5) Bir başka yöntem, bakır karbonatlı korozyonlar için aşağıdaki çözeltinin kullanılmasıd ır: 50 gr. Sodyum hidroksit ve 150 gr. Sodyum-potasyum-tartarik asit, 950 ccm. damıtık su ile karıştırılır. Gerektiğinde 10ccm %20’lik hidrojen peroksit (oksijenli su) ilave edilebilir. Bu çözelti 80 derece kadar ısıtıldıktan sonra eser bunun içine konur. Konservasyonu h ızlandırmak için, eser çözelti içerisindeyken bir fırça ile fırçalanır. Bu işlem sonucunda yeşil karbonatlı kısmın kusması durdurulmuş olur.
Gümüş Oksit (Ag2O): Daha çok noktasal konservasyon amaçlı kullanılır. Eser üzerinde mekanik temizlik yapıldıktan sonra, hastalıklı noktalar üzerine gümüş oksit uygulanır. Gümüşün reaksiyonu eser içindeki klorür ile nemli havada oluşmaktadır. Bu yöntemin en sağlıklı şekli nem oranı yüzde seksen olan kapalı bir kavanoz içinde yapmaktır. Bu arada eser üzerinde yeni kusmalar oluşursa, eser kurutulur ve aynı yöntem tekrar edilir.
Bu yöntemin uygulandığı eserler üzerinde oluşan gümüş klorür, kahverengi bir renk alır ki bu, bronz eserlerin üzerindeki özgün patina ile renk yönünden canlı bir uyum sağlar. Gümüş oksit’in pahalılığına karşın, konservasyonda az miktarda kullanılması, bu yöntemin daha ekonomik olduğunu gösterir.
Çalışmaya konu tüm örnekler üzerinde kimyasal yöntemler yerine mekanik temizlik yöntemi tercih edilmiştir. Yukarıda açıklanan teknikte yapılan çalışmalar neticesinde; eserlerin üzerindeki yabancı maddeler uzaklaştırılmış, dolayısıyla yazıtlar ve tasvirler daha net bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Not: Elinizdeki sikkeyi kendi koleksiyonunuzda bulundurmayıp satmayı düşünüyorsanız kesinlikle temizleme işlemine girmemeniz gerekir....
Saf gümüş; parlak beyaz renkte, yumuşak ve kolay işlenen bir metal olduğundan, bakır ve altın gibi metallerle karıştırılarak daha sert ve dayanıklı alaşımlar elde edilip, bunlardan sikke, takı ve diğer tür eşyaların imalatı yapılır. Doğal olarak bulunan altın ve gümüş alaşımına elektron denir. Bunlardan Lydia’da ilk sikkelerle birlikte; Mısır, Roma, Grek Dönemleri’nde farklı şekillerde süs eşyaları yapılmıştır. Bakırlı alaşımında gümüş yüzeyinde yeşil bakır tuzları görülür. Korozyon yapıcılar genel olarak klörürler ve sülfürlerdir. Bu oluşumlar; gümüş klorür (AgCI), gümüş klorür-bromür (Ag2CIBr) ve gümüş sülfür (Ag2S) şeklinde görülmektedir.
Klorürler:
Toprak altında (anaerobik ortam) çözülebilir tuzlarla gümüş reaksiyona girip gümüş klörürü oluşturur. Bazen eser tümüyle mineralize olur. Matlaşan yüzey bir daha eski parlaklığına kavuşamaz. Atmosferde klörürün bol olduğu bölgelerde mesela deniz kenarlarında gümüş üzerinde mat kirli beyaz grimsi bir tabaka oluşur. bu bölgelerde bozulmalar daha fazla olur. Ancak bu klörürler toprak altındaki eserlerde daha yaygın şekilde görülmektedir..
Sülfürler:
Yoğun yerleşme alanlarında atmosferdeki kükürtler gümüşe kolaylıkla etki eder, bozulmalara yol açar, eserin yüzeyi siyah mat bir gümüş sülfür tabakası kaplar. Ayrıca atmosferdeki kükürt hidrojen gazı oksijenli ortamda gümüşe etki ederek gümüş sülfürü oluşturur ve korozyon yapar.
Gümüş Sikkelerde Temizlik;
Gümüş sikkelerin temizliği için de mekanik temizleme yöntemi uygulanabilmektedir. Bu yöntem dışında ayrıca şu yöntemler kullanılabilir:
1) Hidroklorik asit temizlemesi: Bu işlem için genellikle %10’luk HCI (klor elementlerinden oluşan kimyasal bir bileşik) tavsiye edilir. Bu işlemle gümüşün korozyon ürünlerini uzaklaştırmak mümkündür. Genellikle bu işlem 24 saat sürer. Fakat bazı durumlarda 1 hafta alabilir. Her gün asitin gücü kontrol edilmeli gerekirse yenisi ile değiştirilerek temizlik işlemine devam edilmelidir..
2) Gümüş klörürü (mat gri renk), bistüri ve cam elyafı fırça ile temizlenir. Damıtık su içine thiourea %5 oranında hazırlanır. Küçük ağaç çubuk başına pamuk sarılır ve gümüşün yüzeyine sürülür. Derişik amonyak kullanılmamalıdır. Amonyum tiyosülfat hem gümüş klörür, hem gümüş sülfatları yok eder. Eser %5’lik karışıma konur veya yüzeye sürülür.
3) 1 Lt. Damıtık su içinde, 84gr. thiourea, 0,5ml. byprox (deterjan) 4ml. formik asit hazırlanır. Bu karışım tüm gümüşlerde kullanılabilir.
4) Gümüş sikke üzerinde %15 Formik asit çözeltisi içinde temizlenir. Daha sonra kurutulur. Matlaşan gümüş sikke üzerine alkol ve talk pudra karışımından oluşturulan macun sürülerek parlatılır.
5) Bir başka yöntem, bakır karbonatlı korozyonlar için aşağıdaki çözeltinin kullanılmasıd ır: 50 gr. Sodyum hidroksit ve 150 gr. Sodyum-potasyum-tartarik asit, 950 ccm. damıtık su ile karıştırılır. Gerektiğinde 10ccm %20’lik hidrojen peroksit (oksijenli su) ilave edilebilir. Bu çözelti 80 derece kadar ısıtıldıktan sonra eser bunun içine konur. Konservasyonu h ızlandırmak için, eser çözelti içerisindeyken bir fırça ile fırçalanır. Bu işlem sonucunda yeşil karbonatlı kısmın kusması durdurulmuş olur.
Gümüş Oksit (Ag2O): Daha çok noktasal konservasyon amaçlı kullanılır. Eser üzerinde mekanik temizlik yapıldıktan sonra, hastalıklı noktalar üzerine gümüş oksit uygulanır. Gümüşün reaksiyonu eser içindeki klorür ile nemli havada oluşmaktadır. Bu yöntemin en sağlıklı şekli nem oranı yüzde seksen olan kapalı bir kavanoz içinde yapmaktır. Bu arada eser üzerinde yeni kusmalar oluşursa, eser kurutulur ve aynı yöntem tekrar edilir.
Bu yöntemin uygulandığı eserler üzerinde oluşan gümüş klorür, kahverengi bir renk alır ki bu, bronz eserlerin üzerindeki özgün patina ile renk yönünden canlı bir uyum sağlar. Gümüş oksit’in pahalılığına karşın, konservasyonda az miktarda kullanılması, bu yöntemin daha ekonomik olduğunu gösterir.
Çalışmaya konu tüm örnekler üzerinde kimyasal yöntemler yerine mekanik temizlik yöntemi tercih edilmiştir. Yukarıda açıklanan teknikte yapılan çalışmalar neticesinde; eserlerin üzerindeki yabancı maddeler uzaklaştırılmış, dolayısıyla yazıtlar ve tasvirler daha net bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Not: Elinizdeki sikkeyi kendi koleksiyonunuzda bulundurmayıp satmayı düşünüyorsanız kesinlikle temizleme işlemine girmemeniz gerekir....