sedegor
Yetkili
- Katılım
- 21 Şub 2020
- Mesajlar
- 334
- Puanları
- 92
Ya sizi, Şetanınız Şeytan yapar, yada siz Şeytanınızı İnsan ADAM yaparsınız. Her İnsan görümlü varlık İnsan degildir. Şeytanı uzakta aramak yerine Kalbinizde oldugunu biliniz !!! Bazen ben bir Cinim var derim karşımdaki meseleyi bilmeyince çoğu kez ona sor diye bir cümle kurar yada ben kafayı yemişim gibi imâda bulur Öylesine deli olmak iyidir Şimdi biraz alıntı yapacağım zaman ayırır okursanız ;
Nas Suresi'nde geçen, "Hannas" ne demektir? İnsanların kalbine vesvese vermesi ne demektir? İnsanlardan olması ne demektir?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
De ki: "Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların Rabbine, insanların mâlik ve hakimine sığınırım!" (Nâs Suresi, 1-6)
İnsanların göğüslerine vesvese veren, sinsi cin ve insan şeytânlarından Allah'a sığınması, Hz. Muhammed'e (a.s.m.) ve onun şahsında bütün insanlara emredilmektedir.
Âyetlerin sonunda yinelenen en-nâs insanlar, halk demektir.
Vesvâs, vesvese veren anlamında isimdir, masdarı visvâs'tır. İşi gücü vesvese vermek olduğundan şeytâna vesvâs denmiştir.
Hannâs, geri kalmak, sıkılmak, daralmak anlamındaki hunûs kökünden mübalağa sıfatıdır. Geri kalan, kötülüğe sürüklemek için insanı arkasından izleyip döne döne vesvese veren, Allah anıldığı zaman sıkılan şeytân ve şeytân ruhlu insandır. Vesvese verecek şeytân veya insan, hep insanın ardında gezer, fırsat bulup onu kandırmağa çalışır. Saîd ibn Cübeyr de: "İnsan Rabbini anınca şeytân geri kalır, çekilir; Rabbinden gaflet edince ona vesvese verir." demiştir.
Ebû Hayyân'a göre: Vesvâs'ın, şeytânın adı olduğu söylenmiştir, ama vesvese fısıldayan şehvetlere de vesvâs denilir. Yasaklanan, nefsin hevâsıdır. el-Hannâs, vesveseci sinsi şeytândır. Her insanın, kendisini kötülüklere sürüklemeğe, kötü işleri gözünde süslü göstermeğe çalışan bir şeytânı vardır. Peygamber (s.a.v.): "Sizden hiç kimse yoktur ki, kendisine bir karîn (cin arkadaş) görevlendirilmiş olmasın." buyurmuş.
- Yâ Resûlallah, ya sen (senin de karînin var mı).? demişler.
- Evet var, ancak Allah beni ona galip getirdi. Artık o bana hayırdan başka bir şey emretmiyor, demiş." (Dârimî, Rikak: 25; İbn Hanbel, Müsned: 1/385,397,401,460)
"Peygamber (s.a.v.) itikâfta iken zevcesi Safıyye kendisini ziyaret etmiş, Peygamber (s.a.v.) geceleyin Safıyye'yi eve götürmek için çıktığında iki ensârlı adama rastlamış. Onlar Peygamberi görünce hızla yürüyüp uzaklaşmağa başlamışlar. Allah'ın Elçisi:
- Yavaş olun, bu Huyey kızı Safiyye'dir, demiş.
Adamlar, Allah Elçisinin böyle bir açıklama yapmasını hayretle karşılayarak:
- Yâ Resûlallah, (niçin böyle söylüyorsun)? demişler. Allah'ın Elçisi:
- "Şeytân, Âdem oğlunun kan damarında dolaşır. Ben onun, sizin kalbinize bir şey, yahut kötü bir düşünce atmasından korktum." buyurmuştur. (Buhârî, Ahkâm: 21, Müslim, Selâm: 25; Ebû Dâvûd, Sünnet: 17,18)
Ebû Ya'lâ el-Mavsılî'nin, Enes ibn Mâlik'ten saptadığı bir hadîse göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şeytân, hortumunu Âdem oğlunun kalbinin üstüne koyar. (Âdem oğlu) Allah'ı hatırlarsa şeytân geri çekilir, unutursa şeytân onun kalbini yutar. İşte el-Vesvâs el-Hannâs odur." Garîb olan bu hadîsin benzeri bir hadîs Abdullah ibn Abbâs'tan rivayet edilmiştir. (İbn Kesîr,Tefsîr: 4/576)
Bu hannâs vesveseci, hem cinlerden hem de insanlardandır. Cin şeytânı nasıl kâh sokulup vesvese verir, kâh geri çekilirse, insan şeytânı da öyledir. Kendisini şefkatli bir öğütçü göstererek insana sokulur, muhatabı yüz vermezse çekilir, yüz bulursa düşüncelerini aşılamağa çalışır. Âyetin akla gelen ilk anlamı budur. "Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar,) Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..." (En'âm Suresi, 112) âyeti de insan ve cin şeytânlarının, süslü sözlerle insanları kandırmağa çalıştıklarını anlatmaktadır. Ebûzerr'in rivayet ettiği bir hadîste Peygamber (s.a.v.), Ebûzerr'e: "Cin ve insan şeytânlarının şerrinden Allah'a sığınmasını emretmiş" ve insanlardan da şeytânlar olduğunu söylemiştir. ( Nesâi, İsti'âze 48; İbn Hanbel, Müsned, 5/178,265; Bk. Prof Dr. Süleyman Ateş, Kuran Ans.)
Sûrenin ilk üç ayeti, kendisine sığınılması emredilen Allah Teâlâ'nın Rablık, Hükümdarlık ve İlâhlık sıfatlarını zikretmektedir.
Bu, sığınılan Allah Teâlâ'nın dilediğini her türlü kötülükten koruyabileceğini ve izni olmadan kimsenin kimseye bir zarar vermesinin mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Vesvesecinin şerrinden bu sıfatlara sığınıldığı gibi, diğer bütün kötülüklerden korunmak için yine bu sıfatlara iltica edilir: "De ki: Sığınırım bütün insanların Rabbine bütün insanların Hükümdarına, bütün insanların İlâhına." (Nas Suresi, 1-3 ayetler).
Peşinden, sığınılması gereken şer zikredilir: "İnsanlara kötü şeyler (vesvese) fısıldayan o sinci vesvesecinin şerrinden. O ki tekrar tekrar döner ve insanların göğüslerine (kötü şeyler) fısıldar." (Nas Suresi, 4-5).
İnsanları saptırmak, başlarına kötü şeyler getirmek isteyenler, görünmez varlıklar olan cinlerden olabildikleri gibi, insanların arasında dolaşan hemcinslerinden de olabilirler: "Bu vesveseci gerek cinden, gerek insandandır." (Nas suresi, 6).
Bu şerden Allah'a sığınmanın birinci anlamı, şerrin kalbe yerleşmemesi için Allah'a dua etmek ve sığınma isteminde bulunmaktır. İkinci anlamı: Allah yolunda çalışanların aleyhinde halkın kalbine vesvese verene karşı daima Allah'a sığınmaktır. Hak davetçilerinin, Allah'a daveti bırakarak, her bireyin davetçiler hakkındaki yanlış düşüncelerini düzeltemeyeceği ve ithamlara cevap veremeyeceği ve bunlar için vakit ayıramayacağı bilindiğine göre, tek çare bütün bunlardan Allah'a sığınmaktır. Ayrıca muhaliflerin seviyesine inilerek, kendini savunmak için onlara cevap verilmesi de uygun değildir. Onun için Allah, hak davetçilerine yol gösterir ve şöyle buyurur: "Şerre karşı Allah'a sığınarak hiç bir şeye aldırmadan davete devam edin."
Burada vesvesecinin, şer fiilinin başlangıcı olduğu sonucu da çıkmaktadır. Vesvese, gâfil ve zihni boşalan bir insan üzerinde önce etkili olur ve kalbinde kötülüğe istek meydana getirir. Bu kötü niyet daha sonra irade haline gelir ve vesvesenin de etkisiyle irade pekişir. Son adımda ise, şer amel ortaya çıkar. Vesvese verenin şerrinden Allah'a sığınmanın anlamı, Allah'ın henüz başlangıcında şerri yok etmesini istemektir. (Ömer Tellioğlu, Şamil İslam Ans. Nas Suresi)
Bazıları, görmediğini bahane ederek şeytanı inkara kalkışır. Mevlâna, böylelerine der: “Şeytanı görmedinse kendini gör!” (Mevlana, V, 1517. ) Çünkü, şeytan bir cesedle görülseydi, herhalde o inkarcılar gibi görülecekti. Nitekim, Nas Sûresinin son ayeti, “Hannas” olan şeytanın hem cinlerden, hem de insanlardan olduğunu dikkat çeker. “Hannas, kirpi gibi kah başını çıkaran, kâh büzülen anlamındadır. Şeytanın kalbe saldırması buna benzemektedir.” (Mevlana, XI, 1056.)
Buraya kadar alıntıdır bu yazı. Burdan sonrası kendi kalemim.
Bu yazıyı okuyanın illa bir derdi bir sorunu vardır. Yada burda olduğuna göre definede musalattır merakı. Derdi olan derman arar elbet, lakin sömürücü çoktur, insan görünümlü şeytanlar çoktur, biri size derseki musallatınız var ve sayı verirse 2, 3 olmadı 7 inanın o derman aradığınız kişi bir soytarıdan başkası değildir. Evet yaratılış gereği ve yaratılıştan itibaren her insanın bir Cini vardır ama sadece bir tanedir. Yoluna giderseniz o bir tanenin arkadaşı çok olur buda yine size sirayet eder. Sizde asıl olan tek bir tanedir. O hep sizle yaşar ve karakterinizi aslında coğu kez ortaya koyan o dur. Yani O nun yansıması sizin karakteriniz bir manada. Yukardaki yazıda okuduğunuz gibi işi gücü vesvesedir. Nerde bir şey yapacak olsanız hatta iki cümle kuracak olsanız sanki tek vucutta iki insanmış gibi ve size en yakın dostmuş gibi yön verir, onun sesine coğu kez kulak verir dinlersiniz. O tamda kalbinizin üzerindedir ve beyinde sanılan yanlış bilinen karar verme mekanizmasının tamda üzerinde yer edinmiştir. İnsanın göğsünde neler vardır neler, bu günkü tıp kafayı beyni her yerden çok önemser ayrı konu. Size çoğu kez akletdiren yada bir faaliyeti icraatı yerine getirecek olduğunuz zaman kararınıza karamsarlık katanda, olumlu yada olumsuz girişime girmenizede en büyük sebeb bu Vesvese Cininizdir. Taaa kiii ölüme kadar, bunu kaldırıp atmanız yada satmanızda mümkün değildir malisef.
Ben neden böyleyim niye böyle yapıyorum diye soruyorsanız bazen kendinize yada bir başkası için soruyorsanız bu soruyu işte El Cevap Vesvese veren bu Cini tanımanız gerekir. Yaaa ne yapalım, Şeytan yaptırdı demekte kolay sıyrılacak iş değil Aynı bedende yaşadığınıza göre bir lider olacak biri üstün olacak, buda kainatın kuralı diyelim. Bu noktada İman giriyor ortaya, sen İnsan olarak Allah ın emirlerine uymaya karar verebilirsen Onun hükümlerine boyun eğersen bu iş çözülür. Soytarının biri muska yazmış sana vermiş geç bunları, ( Hepsinede soytarı demek büyük vebal, işi bileni bulmaksa çokmu çok zor hatta kalmadı gibi demek doğru ). Sen kendin bizzat kendini dize getirmedikten sonra kimsenin sana faydası olmaz. Şayet kendini dize getirirsen mecbur kalacak o Vevesecide sana uyacaktır. Bir insan neyse yönü nereye ise onun Vesvese veren Cinide odur. ilk başta seni çok zorlar yapma etme sabah erken saatte kim kalkıp namaz kılacak, yaw iş güç var hele sonra diye düşünürsen o düşünceye ağırlıgı bin katta o Cinin koyar. Yarın, ben yapacaktım dünya meşakkati bırakmadı demek boş laf olacaktır. Unutma arkadaş rızkı veren sadece Allahtır. O sadece zenğinligi istediğine verir, yoksa kimseyi aç bırakmaz. Her Namaz kılanda sütten cıkmış ak kaşık olur demiyorum, Namaz kılan çoktur belki, Benliğini Kalbini Namaza verebiliyormusun, kılarken nerdesin bu çok önemli. Secdeye boş boş yatıp kalkmak namaz değildir, kıldım oldu bitti değil o iş. Şeytanı yenmenin başında da Namaz gelir. Namaz kılıyor gözüken Şeytanda çoktur, çünkü O hep Sırat-ı Müstakim yani hak yolun üzerinde bekler kiii kulları Allah adı ağzında daha iyi kandırabilsin.
Şayet yenebilirsen kendini ve Vesveseciyi kuş gibi hafiflersin, inan derdinde kalmaz, çünkü bir çok derdin kaynağı işte bahsettiğimiz Cindir. Olmadık şeylere kafa yordurur. Bu dünya üç günlük gözünü aç demez. Ayrıca Abdest bir zırhtır, namaz ise Pusat.
Onu sen Allahın yoluna çekemez isen o seni kendine çeker ve tabiatında Allah yolu olmaz, dünya şehveti vardır onun yolunda, işte tüm psikolojik atakların problemlerin başladığı yerde burasıdır. Çünkü senin olan aklı eline geçirmeye başladığı gün, senin halk diliyle delirmeye başladığın gündür. Hasta çoktur ama normal kabul görürler insanlığın normalleri bile değişti. Normal kabul görmeyen ise İlk evrelerde olayın farkına varır dönüş sağlayabilirse güzel, yoksa sonraki aşamalarda günün tedavisi, uyku habı verip uyutmalarıdır. Elbette hekime doktora karşıtlıgımız yok onlarda ellerinden geleni yaparlar, keşke düzeltebilseler.
Şimdi ileri ki evrede Allah korusun cümlemizi, olacak şudur. Artık dünyayı O senin bünyendeki gözle değil,, Sen Onun alemindeki gözünden görmeye başlarsın. Bir kaçta dışardan arkadaş edinirse seninki, yine halk diliyle delidir ne yapsa yeridir cümlesi vuku bulur kişide malisef.
Başta Yaratanı tanımayan Onu bilmeyen Allah a güvenmeyenin, tüm bunlar olduktan sonra Allah a dönmesi zor iştir, çünkü boş bir vücut kalbine yön veremez, bilmediği hiç tanımadığı yolada dönemez. Namaz imanın direğidir diyen boşuna dememiştir. Birde önemli husus şu kiii namazı kimle kıldığın önemlidir. Din İman adı altında Şeytanın Cemaatini kuran çoktur. Benim tavsiyem Allah ın Yolunu tek doğru gösteren Hz. Muhammet ve Sünneti ile Allah a koşmaktır. Yoksa bu gün Cemaatler, tarikatlar adı altında doğru yol diye uçurumdan atacak şirk yuvaları bir çok insanı beklemekte bitmedi hep var oldu hepte var olacaklar bunlar. Kuran Yeter gardaşım size, fazlasını ögrenmek niyetiyle gidecegin yer belki şirk yuvasıdır dikkat eyle.
İlaç merhem kendi elinizde dostlar, ne zaman Kamil bir insan olursanız ( bu Kamillik kavramı önemlidir ) diğer tüm sorularınızın cevabınıda bizzat kendiniz bulursunuz. ( Ben Kamil olabildimmi bunu bende pek bilemiyorum ) Belki o gün dünyanın görkemi sizi bu denli ilgilendirmez tenezzül etmezsiniz, belki O Vesvese veren Cin dahi artık size yardım etmeye başlar,kiii onun gözü keskindir işlerinizi bozmak yerine yapıcı rol üstlenir belki.
Peygamberin Ashabı bilir tanır bu Vesveseciyi gelir Şikayet ederler bize vesvese veriyor diye, ve sorarlar sizde bu Cin yokmu diye Peygamberimizde derki ( Elbette bende de var, ama ben onu Allah ın izniyle yola getirdim, O bana hayırdan başka bir şey veremez) der .
Her türlü kötülükten Allah a sığınmak dileği ile tüm Ümmeti Muhammet olarak. Unutma Cin olmadan Adam çarpılmaz lafı doğrudur, birde tersi vardır, insanda Adam olmadan iyi bir Mümin Mümine olmadan bu Şeytanı Cini Çarpamaz dize getiremez. Her gün her an Çarpılıyoruz Çarpılmak nedir onuda bilmiyoruz. Ne mahluklar var dünyada insan kılığına bürünmüş, yazık ki farkında değiliz, insanız ya hani insan olarak görmek istemekteyiz belki. Görebilsek Şeytan olduğunu yine taş atar gözünü kör ederdik belki Çarpılırsın diyen çok her an çarpılıyoruz diyen hiç yok, çünkü bu iş dilden gelmiş uygulama yok. Sağlıcakla Şeytandan uzak bir ömür dileği ile. Önce insan kendi içinde Savaşını vermeliki, dışardaki Savaşa güçlü cıkabilsin, zirâ her yer bir Savaş alanı dünyada ve cevrede.
Nas Suresi'nde geçen, "Hannas" ne demektir? İnsanların kalbine vesvese vermesi ne demektir? İnsanlardan olması ne demektir?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
De ki: "Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların Rabbine, insanların mâlik ve hakimine sığınırım!" (Nâs Suresi, 1-6)
İnsanların göğüslerine vesvese veren, sinsi cin ve insan şeytânlarından Allah'a sığınması, Hz. Muhammed'e (a.s.m.) ve onun şahsında bütün insanlara emredilmektedir.
Âyetlerin sonunda yinelenen en-nâs insanlar, halk demektir.
Vesvâs, vesvese veren anlamında isimdir, masdarı visvâs'tır. İşi gücü vesvese vermek olduğundan şeytâna vesvâs denmiştir.
Hannâs, geri kalmak, sıkılmak, daralmak anlamındaki hunûs kökünden mübalağa sıfatıdır. Geri kalan, kötülüğe sürüklemek için insanı arkasından izleyip döne döne vesvese veren, Allah anıldığı zaman sıkılan şeytân ve şeytân ruhlu insandır. Vesvese verecek şeytân veya insan, hep insanın ardında gezer, fırsat bulup onu kandırmağa çalışır. Saîd ibn Cübeyr de: "İnsan Rabbini anınca şeytân geri kalır, çekilir; Rabbinden gaflet edince ona vesvese verir." demiştir.
Ebû Hayyân'a göre: Vesvâs'ın, şeytânın adı olduğu söylenmiştir, ama vesvese fısıldayan şehvetlere de vesvâs denilir. Yasaklanan, nefsin hevâsıdır. el-Hannâs, vesveseci sinsi şeytândır. Her insanın, kendisini kötülüklere sürüklemeğe, kötü işleri gözünde süslü göstermeğe çalışan bir şeytânı vardır. Peygamber (s.a.v.): "Sizden hiç kimse yoktur ki, kendisine bir karîn (cin arkadaş) görevlendirilmiş olmasın." buyurmuş.
- Yâ Resûlallah, ya sen (senin de karînin var mı).? demişler.
- Evet var, ancak Allah beni ona galip getirdi. Artık o bana hayırdan başka bir şey emretmiyor, demiş." (Dârimî, Rikak: 25; İbn Hanbel, Müsned: 1/385,397,401,460)
"Peygamber (s.a.v.) itikâfta iken zevcesi Safıyye kendisini ziyaret etmiş, Peygamber (s.a.v.) geceleyin Safıyye'yi eve götürmek için çıktığında iki ensârlı adama rastlamış. Onlar Peygamberi görünce hızla yürüyüp uzaklaşmağa başlamışlar. Allah'ın Elçisi:
- Yavaş olun, bu Huyey kızı Safiyye'dir, demiş.
Adamlar, Allah Elçisinin böyle bir açıklama yapmasını hayretle karşılayarak:
- Yâ Resûlallah, (niçin böyle söylüyorsun)? demişler. Allah'ın Elçisi:
- "Şeytân, Âdem oğlunun kan damarında dolaşır. Ben onun, sizin kalbinize bir şey, yahut kötü bir düşünce atmasından korktum." buyurmuştur. (Buhârî, Ahkâm: 21, Müslim, Selâm: 25; Ebû Dâvûd, Sünnet: 17,18)
Ebû Ya'lâ el-Mavsılî'nin, Enes ibn Mâlik'ten saptadığı bir hadîse göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şeytân, hortumunu Âdem oğlunun kalbinin üstüne koyar. (Âdem oğlu) Allah'ı hatırlarsa şeytân geri çekilir, unutursa şeytân onun kalbini yutar. İşte el-Vesvâs el-Hannâs odur." Garîb olan bu hadîsin benzeri bir hadîs Abdullah ibn Abbâs'tan rivayet edilmiştir. (İbn Kesîr,Tefsîr: 4/576)
Bu hannâs vesveseci, hem cinlerden hem de insanlardandır. Cin şeytânı nasıl kâh sokulup vesvese verir, kâh geri çekilirse, insan şeytânı da öyledir. Kendisini şefkatli bir öğütçü göstererek insana sokulur, muhatabı yüz vermezse çekilir, yüz bulursa düşüncelerini aşılamağa çalışır. Âyetin akla gelen ilk anlamı budur. "Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar,) Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..." (En'âm Suresi, 112) âyeti de insan ve cin şeytânlarının, süslü sözlerle insanları kandırmağa çalıştıklarını anlatmaktadır. Ebûzerr'in rivayet ettiği bir hadîste Peygamber (s.a.v.), Ebûzerr'e: "Cin ve insan şeytânlarının şerrinden Allah'a sığınmasını emretmiş" ve insanlardan da şeytânlar olduğunu söylemiştir. ( Nesâi, İsti'âze 48; İbn Hanbel, Müsned, 5/178,265; Bk. Prof Dr. Süleyman Ateş, Kuran Ans.)
Sûrenin ilk üç ayeti, kendisine sığınılması emredilen Allah Teâlâ'nın Rablık, Hükümdarlık ve İlâhlık sıfatlarını zikretmektedir.
Bu, sığınılan Allah Teâlâ'nın dilediğini her türlü kötülükten koruyabileceğini ve izni olmadan kimsenin kimseye bir zarar vermesinin mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Vesvesecinin şerrinden bu sıfatlara sığınıldığı gibi, diğer bütün kötülüklerden korunmak için yine bu sıfatlara iltica edilir: "De ki: Sığınırım bütün insanların Rabbine bütün insanların Hükümdarına, bütün insanların İlâhına." (Nas Suresi, 1-3 ayetler).
Peşinden, sığınılması gereken şer zikredilir: "İnsanlara kötü şeyler (vesvese) fısıldayan o sinci vesvesecinin şerrinden. O ki tekrar tekrar döner ve insanların göğüslerine (kötü şeyler) fısıldar." (Nas Suresi, 4-5).
İnsanları saptırmak, başlarına kötü şeyler getirmek isteyenler, görünmez varlıklar olan cinlerden olabildikleri gibi, insanların arasında dolaşan hemcinslerinden de olabilirler: "Bu vesveseci gerek cinden, gerek insandandır." (Nas suresi, 6).
Bu şerden Allah'a sığınmanın birinci anlamı, şerrin kalbe yerleşmemesi için Allah'a dua etmek ve sığınma isteminde bulunmaktır. İkinci anlamı: Allah yolunda çalışanların aleyhinde halkın kalbine vesvese verene karşı daima Allah'a sığınmaktır. Hak davetçilerinin, Allah'a daveti bırakarak, her bireyin davetçiler hakkındaki yanlış düşüncelerini düzeltemeyeceği ve ithamlara cevap veremeyeceği ve bunlar için vakit ayıramayacağı bilindiğine göre, tek çare bütün bunlardan Allah'a sığınmaktır. Ayrıca muhaliflerin seviyesine inilerek, kendini savunmak için onlara cevap verilmesi de uygun değildir. Onun için Allah, hak davetçilerine yol gösterir ve şöyle buyurur: "Şerre karşı Allah'a sığınarak hiç bir şeye aldırmadan davete devam edin."
Burada vesvesecinin, şer fiilinin başlangıcı olduğu sonucu da çıkmaktadır. Vesvese, gâfil ve zihni boşalan bir insan üzerinde önce etkili olur ve kalbinde kötülüğe istek meydana getirir. Bu kötü niyet daha sonra irade haline gelir ve vesvesenin de etkisiyle irade pekişir. Son adımda ise, şer amel ortaya çıkar. Vesvese verenin şerrinden Allah'a sığınmanın anlamı, Allah'ın henüz başlangıcında şerri yok etmesini istemektir. (Ömer Tellioğlu, Şamil İslam Ans. Nas Suresi)
Bazıları, görmediğini bahane ederek şeytanı inkara kalkışır. Mevlâna, böylelerine der: “Şeytanı görmedinse kendini gör!” (Mevlana, V, 1517. ) Çünkü, şeytan bir cesedle görülseydi, herhalde o inkarcılar gibi görülecekti. Nitekim, Nas Sûresinin son ayeti, “Hannas” olan şeytanın hem cinlerden, hem de insanlardan olduğunu dikkat çeker. “Hannas, kirpi gibi kah başını çıkaran, kâh büzülen anlamındadır. Şeytanın kalbe saldırması buna benzemektedir.” (Mevlana, XI, 1056.)
Buraya kadar alıntıdır bu yazı. Burdan sonrası kendi kalemim.
Bu yazıyı okuyanın illa bir derdi bir sorunu vardır. Yada burda olduğuna göre definede musalattır merakı. Derdi olan derman arar elbet, lakin sömürücü çoktur, insan görünümlü şeytanlar çoktur, biri size derseki musallatınız var ve sayı verirse 2, 3 olmadı 7 inanın o derman aradığınız kişi bir soytarıdan başkası değildir. Evet yaratılış gereği ve yaratılıştan itibaren her insanın bir Cini vardır ama sadece bir tanedir. Yoluna giderseniz o bir tanenin arkadaşı çok olur buda yine size sirayet eder. Sizde asıl olan tek bir tanedir. O hep sizle yaşar ve karakterinizi aslında coğu kez ortaya koyan o dur. Yani O nun yansıması sizin karakteriniz bir manada. Yukardaki yazıda okuduğunuz gibi işi gücü vesvesedir. Nerde bir şey yapacak olsanız hatta iki cümle kuracak olsanız sanki tek vucutta iki insanmış gibi ve size en yakın dostmuş gibi yön verir, onun sesine coğu kez kulak verir dinlersiniz. O tamda kalbinizin üzerindedir ve beyinde sanılan yanlış bilinen karar verme mekanizmasının tamda üzerinde yer edinmiştir. İnsanın göğsünde neler vardır neler, bu günkü tıp kafayı beyni her yerden çok önemser ayrı konu. Size çoğu kez akletdiren yada bir faaliyeti icraatı yerine getirecek olduğunuz zaman kararınıza karamsarlık katanda, olumlu yada olumsuz girişime girmenizede en büyük sebeb bu Vesvese Cininizdir. Taaa kiii ölüme kadar, bunu kaldırıp atmanız yada satmanızda mümkün değildir malisef.
Ben neden böyleyim niye böyle yapıyorum diye soruyorsanız bazen kendinize yada bir başkası için soruyorsanız bu soruyu işte El Cevap Vesvese veren bu Cini tanımanız gerekir. Yaaa ne yapalım, Şeytan yaptırdı demekte kolay sıyrılacak iş değil Aynı bedende yaşadığınıza göre bir lider olacak biri üstün olacak, buda kainatın kuralı diyelim. Bu noktada İman giriyor ortaya, sen İnsan olarak Allah ın emirlerine uymaya karar verebilirsen Onun hükümlerine boyun eğersen bu iş çözülür. Soytarının biri muska yazmış sana vermiş geç bunları, ( Hepsinede soytarı demek büyük vebal, işi bileni bulmaksa çokmu çok zor hatta kalmadı gibi demek doğru ). Sen kendin bizzat kendini dize getirmedikten sonra kimsenin sana faydası olmaz. Şayet kendini dize getirirsen mecbur kalacak o Vevesecide sana uyacaktır. Bir insan neyse yönü nereye ise onun Vesvese veren Cinide odur. ilk başta seni çok zorlar yapma etme sabah erken saatte kim kalkıp namaz kılacak, yaw iş güç var hele sonra diye düşünürsen o düşünceye ağırlıgı bin katta o Cinin koyar. Yarın, ben yapacaktım dünya meşakkati bırakmadı demek boş laf olacaktır. Unutma arkadaş rızkı veren sadece Allahtır. O sadece zenğinligi istediğine verir, yoksa kimseyi aç bırakmaz. Her Namaz kılanda sütten cıkmış ak kaşık olur demiyorum, Namaz kılan çoktur belki, Benliğini Kalbini Namaza verebiliyormusun, kılarken nerdesin bu çok önemli. Secdeye boş boş yatıp kalkmak namaz değildir, kıldım oldu bitti değil o iş. Şeytanı yenmenin başında da Namaz gelir. Namaz kılıyor gözüken Şeytanda çoktur, çünkü O hep Sırat-ı Müstakim yani hak yolun üzerinde bekler kiii kulları Allah adı ağzında daha iyi kandırabilsin.
Şayet yenebilirsen kendini ve Vesveseciyi kuş gibi hafiflersin, inan derdinde kalmaz, çünkü bir çok derdin kaynağı işte bahsettiğimiz Cindir. Olmadık şeylere kafa yordurur. Bu dünya üç günlük gözünü aç demez. Ayrıca Abdest bir zırhtır, namaz ise Pusat.
Onu sen Allahın yoluna çekemez isen o seni kendine çeker ve tabiatında Allah yolu olmaz, dünya şehveti vardır onun yolunda, işte tüm psikolojik atakların problemlerin başladığı yerde burasıdır. Çünkü senin olan aklı eline geçirmeye başladığı gün, senin halk diliyle delirmeye başladığın gündür. Hasta çoktur ama normal kabul görürler insanlığın normalleri bile değişti. Normal kabul görmeyen ise İlk evrelerde olayın farkına varır dönüş sağlayabilirse güzel, yoksa sonraki aşamalarda günün tedavisi, uyku habı verip uyutmalarıdır. Elbette hekime doktora karşıtlıgımız yok onlarda ellerinden geleni yaparlar, keşke düzeltebilseler.
Şimdi ileri ki evrede Allah korusun cümlemizi, olacak şudur. Artık dünyayı O senin bünyendeki gözle değil,, Sen Onun alemindeki gözünden görmeye başlarsın. Bir kaçta dışardan arkadaş edinirse seninki, yine halk diliyle delidir ne yapsa yeridir cümlesi vuku bulur kişide malisef.
Başta Yaratanı tanımayan Onu bilmeyen Allah a güvenmeyenin, tüm bunlar olduktan sonra Allah a dönmesi zor iştir, çünkü boş bir vücut kalbine yön veremez, bilmediği hiç tanımadığı yolada dönemez. Namaz imanın direğidir diyen boşuna dememiştir. Birde önemli husus şu kiii namazı kimle kıldığın önemlidir. Din İman adı altında Şeytanın Cemaatini kuran çoktur. Benim tavsiyem Allah ın Yolunu tek doğru gösteren Hz. Muhammet ve Sünneti ile Allah a koşmaktır. Yoksa bu gün Cemaatler, tarikatlar adı altında doğru yol diye uçurumdan atacak şirk yuvaları bir çok insanı beklemekte bitmedi hep var oldu hepte var olacaklar bunlar. Kuran Yeter gardaşım size, fazlasını ögrenmek niyetiyle gidecegin yer belki şirk yuvasıdır dikkat eyle.
İlaç merhem kendi elinizde dostlar, ne zaman Kamil bir insan olursanız ( bu Kamillik kavramı önemlidir ) diğer tüm sorularınızın cevabınıda bizzat kendiniz bulursunuz. ( Ben Kamil olabildimmi bunu bende pek bilemiyorum ) Belki o gün dünyanın görkemi sizi bu denli ilgilendirmez tenezzül etmezsiniz, belki O Vesvese veren Cin dahi artık size yardım etmeye başlar,kiii onun gözü keskindir işlerinizi bozmak yerine yapıcı rol üstlenir belki.
Peygamberin Ashabı bilir tanır bu Vesveseciyi gelir Şikayet ederler bize vesvese veriyor diye, ve sorarlar sizde bu Cin yokmu diye Peygamberimizde derki ( Elbette bende de var, ama ben onu Allah ın izniyle yola getirdim, O bana hayırdan başka bir şey veremez) der .
Her türlü kötülükten Allah a sığınmak dileği ile tüm Ümmeti Muhammet olarak. Unutma Cin olmadan Adam çarpılmaz lafı doğrudur, birde tersi vardır, insanda Adam olmadan iyi bir Mümin Mümine olmadan bu Şeytanı Cini Çarpamaz dize getiremez. Her gün her an Çarpılıyoruz Çarpılmak nedir onuda bilmiyoruz. Ne mahluklar var dünyada insan kılığına bürünmüş, yazık ki farkında değiliz, insanız ya hani insan olarak görmek istemekteyiz belki. Görebilsek Şeytan olduğunu yine taş atar gözünü kör ederdik belki Çarpılırsın diyen çok her an çarpılıyoruz diyen hiç yok, çünkü bu iş dilden gelmiş uygulama yok. Sağlıcakla Şeytandan uzak bir ömür dileği ile. Önce insan kendi içinde Savaşını vermeliki, dışardaki Savaşa güçlü cıkabilsin, zirâ her yer bir Savaş alanı dünyada ve cevrede.
Son düzenleme: