GÜLBAHÇELİ
VİP Üye
- Katılım
- 4 Mar 2020
- Mesajlar
- 1,542
- Puanları
- 112
Klâsik çağda, Konya ve Karaman’ı içine alan bölgeye Lykaonia denilmektedir.
Lykaonia adının ise, Hititler dönemindeki Lukka’dan kaynaklandığı kabul edilir.
Lykaonia adının kökeniyle ilgili olarak, kelimenin asıl şeklinin Lukkawana olduğu,
“Lukkalılar” ya da “Lukka Ülkesi” anlamına geldiği şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
4 Luwiler, M.Ö. 3000 yılından, M.Ö. 1000 yılına kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Antik Çağda Lykaonia’nın batısında Paroreus, doğusunda Laranda (Karaman) ve Kybistra (Ereğli),
güneyinde Antik İsauria, Homanades ve Doğu Pisidia yer almaktadır. Lykaonia Bölgesi,
Anadolu’nun merkezinde bulunmasından dolayı kültürel bir yoğunluk ve çeşitliliğe sahip olmuş,
söz konusu çeşitliliğin bölgenin yönetim ve şehirleşme sürecinde de yaşandığı görülmüştür.
5 Dağlık Kilikya, İsauria, Pisdia ve Homanadeis ülkesi gibi Antik çağın sorunlu bölgelerine yakın olduğu için,
Roma’nın söz konusu bölgelerle ilgili düzenlemelerinde şu veya bu şekilde Lykaonia bölgesi de yer almıştır.
M.Ö. 133 yılında Pergamon kralı 3. Attalos (M.Ö. 138-133) vasiyetiyle Roma,
Anadolu’da daha etkin bir politika izlemeye başladı. M.Ö. 129 yılında Manius
Aquilius başkanlığındaki on kişilik bir senato heyeti tarafından Provincia Asia Eyaleti kurulmuştur.
Roma’daki İç Savaşlar sırasında Kilikya Eyaleti parçalanmış ve feshedilmişti.
Roma hükümeti, artık Anadolu’da proconsul yerine yerli bir prens yani
Galat kralı Amyntas tarafından temsil edilmeye başlanmıştı. Amyntas, M.Ö.
31 yılındaki Actium Savaşı’na Antonius’un yanında katılmasına rağmen,
ihanet ederek Octavianus tarafına geçmiştir. Savaştan sonra, Roma Cumhuriyeti’nin tek adamı olan Augustus’da
Anadolu’yu yeniden yapılandırmak için bir takım siyasal ve idarî düzenlemeler yapmıştır.
Augustus, Amyntas’ın krallığına ve mevcut topraklarına dokunmadığı gibi, İsauria’yı ve
M.Ö. 36 yılından beri Kleopatra tarafından yönetilen Dağlık Kilikya’yı da kendisine bağlamak suretiyle
ödüllendirmiştir. Böylece Yozgat’tan Manavgat’a kadar uzanan bir bölgeye hâkim olduğu anlaşılan Amyntas’ın
Side’de adına sikke bastırdığı bilinmektedir.6
Bölge, Amyntas’ın ölümü üzerine bir kez daha karışıklık içerisinde kalmıştır. Amyntas, çok büyük bir toprak
bırakmıştı. Onun beklenmedik ölümü üzerine Roma’da İmparatorluk döneminin kurucusu Augustus,
krallığı Amyntas’ın çocuklarına bırakmadı ve Provincia Galatya Eyaleti’ne dönüştürülmesine karar verdi.
Böylece Marcus Lollius tarafından Roma’nın Anadolu’daki ilk imparator eyaleti kurulmuş oldu.
Galatia’dan Pamphylia’ya kadar çok geniş sınırlara sahip eyaletin sınırları sık sık değişmekle birlikte,
Lykaonia daima eyalet sınırları içerisinde kalmıştır.7
Bölge, M.S. 37 yılında Kilikia Trakheia ve Lykaonia’nın bir kısmı ile birlikte Caligula Germanianus tarafından
4. Antiokhos ile Iotape Philadelphos’a verildi. Lykaonia şehirleri Derbe,
Laranda, Musbanda’yı içine alan Strategia Antiokhiane’ye, 4. Antiokhos’a izafeten bu isim verildi.
Bölgede koloniler kuran Augustus hiç şehir kurmamıştır. Bu kesimin kentleşmesi,
daha sonraki Roma imparatorları Tiberius ve özellikle de Klaudius zamanında gerçekleşti.
Şehirlerin Kappadokia’dan Lykaonia’ya nakledildikleri tarih bilinmemekle birlikte,
Claudioderbe adının Claudius (M.S. 41-54) tarafından hâkimiyetinin ilk yılında bu değişikliği yaptığı
zaman verilmiş olması muhtemeldir. Zira Homanadlarla mücadelelerinden önemli dersler çıkartan Roma,
böyle sorunlarla yeniden karşılaşmak istemiyordu. Bu nedenle daha önce başlamış olan koloni kuruluşlarını
tamamlamakla kalmamış, bunlarla bağlantı sağlamak amacıyla başlamış olan yol şebekesinin yapımına da hız
vermiştir. Gerçekten de Roma’nın bölgedeki şehirleşme faaliyetleri ve yol ağı arasında sıkı bir bağlantının
olduğu anlaşılmaktadır. Anadolu’nun coğrafî özellikleri nedeniyle ana yolların kuzeyden güneye değil,
doğudan batıya doğru bir rota izlemesi, Lykaonia’daki şehirleşme faaliyetlerinde önemli etkenlerden birisini
oluşturmuş olmalıdır. İç bölgelere nüfuz etmek, çetin ve sarp sahaları zapt edip kontrol altında tutmak
ancak sıkı bir yol ağı sayesinde gerçekleştirilebilirdi. Torosların huzur ve güvenliği için bu şarttı.8
Roma yönetiminin etkisi, her şeyden önce adını egemen hanedanlığın üyelerinin isimlerinden alan şehirlerin
kuruluşu veya imarıyla kendisini güçlü bir şekilde göstermekteydi. Germanikopolis (Ermenek), Klaudiopolis
(Mut), Klaudioderbe (Derbe), Klaudiokonium (Konya), Klaudiolaodikeia (Ladik),
Claudiocaeseria Mistea ve Claudioseleuceia (Bayat)’nın kuruluşuyla, Galatia’nın güneyinin tamamı,
tek bir idarî sisteme bağlanmış ve Toroslardaki Roma hakimiyeti sağlamlaştırılmıştır. Laranda (Karaman),
Hyde
(Karapınar) ve Dalisandus gibi kentler vardı. Yine bu çevrede Kana (Gene/Beşağıl Köyü), Savatra (Yağlıbayat),
Kinna (Karahamzalı Köyü), Petra (Girmir Köyü) ve Sidemorion (Ambararası Köyü) eski adlarını değiştirmeden
koruyan diğer kentlerdir.9
Tarsus, bu vilayetlerin metropolisi unvanını almıştır. Galatia vilayeti sınırındaki önemli bir değişiklik,
Antonius Pius’un egemenliği döneminde gerçekleşmiştir. Lykaonia’nın büyük bölümü bundan sonra Galatia’nın
baskısı altına girmiş ve yeni bir isim yani “üç vilayet” (Kilikya, Lykaonia ve İsauria) adını alan bu vilayete
katılmıştır. Galatia’nın sınırları çok kesin olmayıp, İkonion ve Lystra hatta Vasada hariç tutulmuştu.
Lykaonia’nın geri kalanı “üç vilayet”in ayrı bir birimini oluşturdu. Yeni vilayet oluşumunda İsauria,
Kilikia Trakheia’nın büyük bir bölümüne karşılık gelmektedir. Bundan dolayı daha sonra İsaurialılar
eşkıya ve korsan olarak kötü şöhret sahibi oldular.
M.S. 259 yılında Karrhai (Harran) ve Edesa (Urfa) arasında Licinius Valerianus’u büyük bir bozguna uğratması
sonucunda tüm Anadolu’yu istila etti. Kappadokia’nın büyük kentleri ve Kilikia Pedias (Ovalık Kilikya)
kentlerinin tamamını ele geçirmişti. Sasani istilasından çok etkilenen kentler arasında İkonion ve Laranda
da vardı. Onlar, barış zamanında ihtiyaç duymadıkları için ihmal ettikleri kent tahkimatlarının ne
denli önemli olduğunu bu saldırılar sırasında çok acı bir şekilde tecrübe ettiler. Kent tahkimatlarını
güçlendirmek için kamu binalarını yıkarak, yıkıntılardan elde ettikleri yapı malzemelerini kent duvarlarını
yapmak ya da sağlamlaştırmak için kullandılar.10
Lystra ve Laranda ile birlikte yukarı yaylanın bir kısmını da kapsayan ve önceleri Kilikia Trakheia
(Dağlık Kilikya) ile asıl Lykaonia arasında küçük bir bölgeye verilen İsauria isminin,
sonraları bütün Dağlık Kilikya için kullanıldığı anlaşılıyor. Diocletianus zamanında eyaletlerde
büyük çaplı değişiklikler yapıldı. Pisidia Bölgesi, Konya Ovası’nı geçerek Karadağ’a kadar uzandı ve
Antiokh Metropolitliğine yükseltildi.11 Bölge, 1. Theodorius (M.S. 379-395) zamanında, Roma imparatorluğu
ikiye ayrılınca, Doğu Roma imparatorluğu sınırları içerisinde kaldı.
alıntıdır
Lykaonia adının ise, Hititler dönemindeki Lukka’dan kaynaklandığı kabul edilir.
Lykaonia adının kökeniyle ilgili olarak, kelimenin asıl şeklinin Lukkawana olduğu,
“Lukkalılar” ya da “Lukka Ülkesi” anlamına geldiği şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
4 Luwiler, M.Ö. 3000 yılından, M.Ö. 1000 yılına kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Antik Çağda Lykaonia’nın batısında Paroreus, doğusunda Laranda (Karaman) ve Kybistra (Ereğli),
güneyinde Antik İsauria, Homanades ve Doğu Pisidia yer almaktadır. Lykaonia Bölgesi,
Anadolu’nun merkezinde bulunmasından dolayı kültürel bir yoğunluk ve çeşitliliğe sahip olmuş,
söz konusu çeşitliliğin bölgenin yönetim ve şehirleşme sürecinde de yaşandığı görülmüştür.
5 Dağlık Kilikya, İsauria, Pisdia ve Homanadeis ülkesi gibi Antik çağın sorunlu bölgelerine yakın olduğu için,
Roma’nın söz konusu bölgelerle ilgili düzenlemelerinde şu veya bu şekilde Lykaonia bölgesi de yer almıştır.
M.Ö. 133 yılında Pergamon kralı 3. Attalos (M.Ö. 138-133) vasiyetiyle Roma,
Anadolu’da daha etkin bir politika izlemeye başladı. M.Ö. 129 yılında Manius
Aquilius başkanlığındaki on kişilik bir senato heyeti tarafından Provincia Asia Eyaleti kurulmuştur.
Roma’daki İç Savaşlar sırasında Kilikya Eyaleti parçalanmış ve feshedilmişti.
Roma hükümeti, artık Anadolu’da proconsul yerine yerli bir prens yani
Galat kralı Amyntas tarafından temsil edilmeye başlanmıştı. Amyntas, M.Ö.
31 yılındaki Actium Savaşı’na Antonius’un yanında katılmasına rağmen,
ihanet ederek Octavianus tarafına geçmiştir. Savaştan sonra, Roma Cumhuriyeti’nin tek adamı olan Augustus’da
Anadolu’yu yeniden yapılandırmak için bir takım siyasal ve idarî düzenlemeler yapmıştır.
Augustus, Amyntas’ın krallığına ve mevcut topraklarına dokunmadığı gibi, İsauria’yı ve
M.Ö. 36 yılından beri Kleopatra tarafından yönetilen Dağlık Kilikya’yı da kendisine bağlamak suretiyle
ödüllendirmiştir. Böylece Yozgat’tan Manavgat’a kadar uzanan bir bölgeye hâkim olduğu anlaşılan Amyntas’ın
Side’de adına sikke bastırdığı bilinmektedir.6
Bölge, Amyntas’ın ölümü üzerine bir kez daha karışıklık içerisinde kalmıştır. Amyntas, çok büyük bir toprak
bırakmıştı. Onun beklenmedik ölümü üzerine Roma’da İmparatorluk döneminin kurucusu Augustus,
krallığı Amyntas’ın çocuklarına bırakmadı ve Provincia Galatya Eyaleti’ne dönüştürülmesine karar verdi.
Böylece Marcus Lollius tarafından Roma’nın Anadolu’daki ilk imparator eyaleti kurulmuş oldu.
Galatia’dan Pamphylia’ya kadar çok geniş sınırlara sahip eyaletin sınırları sık sık değişmekle birlikte,
Lykaonia daima eyalet sınırları içerisinde kalmıştır.7
Bölge, M.S. 37 yılında Kilikia Trakheia ve Lykaonia’nın bir kısmı ile birlikte Caligula Germanianus tarafından
4. Antiokhos ile Iotape Philadelphos’a verildi. Lykaonia şehirleri Derbe,
Laranda, Musbanda’yı içine alan Strategia Antiokhiane’ye, 4. Antiokhos’a izafeten bu isim verildi.
Bölgede koloniler kuran Augustus hiç şehir kurmamıştır. Bu kesimin kentleşmesi,
daha sonraki Roma imparatorları Tiberius ve özellikle de Klaudius zamanında gerçekleşti.
Şehirlerin Kappadokia’dan Lykaonia’ya nakledildikleri tarih bilinmemekle birlikte,
Claudioderbe adının Claudius (M.S. 41-54) tarafından hâkimiyetinin ilk yılında bu değişikliği yaptığı
zaman verilmiş olması muhtemeldir. Zira Homanadlarla mücadelelerinden önemli dersler çıkartan Roma,
böyle sorunlarla yeniden karşılaşmak istemiyordu. Bu nedenle daha önce başlamış olan koloni kuruluşlarını
tamamlamakla kalmamış, bunlarla bağlantı sağlamak amacıyla başlamış olan yol şebekesinin yapımına da hız
vermiştir. Gerçekten de Roma’nın bölgedeki şehirleşme faaliyetleri ve yol ağı arasında sıkı bir bağlantının
olduğu anlaşılmaktadır. Anadolu’nun coğrafî özellikleri nedeniyle ana yolların kuzeyden güneye değil,
doğudan batıya doğru bir rota izlemesi, Lykaonia’daki şehirleşme faaliyetlerinde önemli etkenlerden birisini
oluşturmuş olmalıdır. İç bölgelere nüfuz etmek, çetin ve sarp sahaları zapt edip kontrol altında tutmak
ancak sıkı bir yol ağı sayesinde gerçekleştirilebilirdi. Torosların huzur ve güvenliği için bu şarttı.8
Roma yönetiminin etkisi, her şeyden önce adını egemen hanedanlığın üyelerinin isimlerinden alan şehirlerin
kuruluşu veya imarıyla kendisini güçlü bir şekilde göstermekteydi. Germanikopolis (Ermenek), Klaudiopolis
(Mut), Klaudioderbe (Derbe), Klaudiokonium (Konya), Klaudiolaodikeia (Ladik),
Claudiocaeseria Mistea ve Claudioseleuceia (Bayat)’nın kuruluşuyla, Galatia’nın güneyinin tamamı,
tek bir idarî sisteme bağlanmış ve Toroslardaki Roma hakimiyeti sağlamlaştırılmıştır. Laranda (Karaman),
Hyde
(Karapınar) ve Dalisandus gibi kentler vardı. Yine bu çevrede Kana (Gene/Beşağıl Köyü), Savatra (Yağlıbayat),
Kinna (Karahamzalı Köyü), Petra (Girmir Köyü) ve Sidemorion (Ambararası Köyü) eski adlarını değiştirmeden
koruyan diğer kentlerdir.9
Tarsus, bu vilayetlerin metropolisi unvanını almıştır. Galatia vilayeti sınırındaki önemli bir değişiklik,
Antonius Pius’un egemenliği döneminde gerçekleşmiştir. Lykaonia’nın büyük bölümü bundan sonra Galatia’nın
baskısı altına girmiş ve yeni bir isim yani “üç vilayet” (Kilikya, Lykaonia ve İsauria) adını alan bu vilayete
katılmıştır. Galatia’nın sınırları çok kesin olmayıp, İkonion ve Lystra hatta Vasada hariç tutulmuştu.
Lykaonia’nın geri kalanı “üç vilayet”in ayrı bir birimini oluşturdu. Yeni vilayet oluşumunda İsauria,
Kilikia Trakheia’nın büyük bir bölümüne karşılık gelmektedir. Bundan dolayı daha sonra İsaurialılar
eşkıya ve korsan olarak kötü şöhret sahibi oldular.
M.S. 259 yılında Karrhai (Harran) ve Edesa (Urfa) arasında Licinius Valerianus’u büyük bir bozguna uğratması
sonucunda tüm Anadolu’yu istila etti. Kappadokia’nın büyük kentleri ve Kilikia Pedias (Ovalık Kilikya)
kentlerinin tamamını ele geçirmişti. Sasani istilasından çok etkilenen kentler arasında İkonion ve Laranda
da vardı. Onlar, barış zamanında ihtiyaç duymadıkları için ihmal ettikleri kent tahkimatlarının ne
denli önemli olduğunu bu saldırılar sırasında çok acı bir şekilde tecrübe ettiler. Kent tahkimatlarını
güçlendirmek için kamu binalarını yıkarak, yıkıntılardan elde ettikleri yapı malzemelerini kent duvarlarını
yapmak ya da sağlamlaştırmak için kullandılar.10
Lystra ve Laranda ile birlikte yukarı yaylanın bir kısmını da kapsayan ve önceleri Kilikia Trakheia
(Dağlık Kilikya) ile asıl Lykaonia arasında küçük bir bölgeye verilen İsauria isminin,
sonraları bütün Dağlık Kilikya için kullanıldığı anlaşılıyor. Diocletianus zamanında eyaletlerde
büyük çaplı değişiklikler yapıldı. Pisidia Bölgesi, Konya Ovası’nı geçerek Karadağ’a kadar uzandı ve
Antiokh Metropolitliğine yükseltildi.11 Bölge, 1. Theodorius (M.S. 379-395) zamanında, Roma imparatorluğu
ikiye ayrılınca, Doğu Roma imparatorluğu sınırları içerisinde kaldı.
alıntıdır
Son düzenleme: