Kolloidal Gümüş Suyu Hiç Duymadığınız Gerçekler

aga_0074

Youtube sayfamız Defineadresi TV
VİP Üye
Katılım
19 Ocak 2020
Mesajlar
1,049
Puanları
151
Kolloidal Gümüş Suyu’nu duymadıysanız, sinüs enfeksiyonu veya soğuk algınlığı gibi genel sağlık sorunlarına alternatif tedaviler arayışınız devam edecektir.
kolloidal gümüş suyu

Çoğu sağlık gıda deposu ve eczaneler, çeşitli kolloidal gümüş markalarını satar, internette kolloidal gümüş faydaları hakkında çok miktarda bilgi bulabilirsiniz. Ne yazık ki, pek çok kaynak birbiriyle çelişen görüşlere sahip olduğundan, bilgiler kafa karıştırıcıdır.
Bir yandan, kolloidal gümüş suyu hakkında fikir beyan eden, hemen hemen her hastalığa yardımcı olduğunu savunan binlerce kişiye rastlarsınız. Ayrıca, tüketicileri güvenlik endişeleri hakkında uyaran bazı iyi bilinen sağlık sitelerine de rastlayabilirsiniz. Genellikle, bu kaynaklar 1999’da FDA tarafından, kolloidal gümüş suyu kullanımını destekleyen hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığını iddia eden bildiri alıntılarını kullanır.
Bu tür bir bilgi, en bilgili doğal sağlık meraklılarının bile kafasını karıştırır, bu nedenle bu makalede bilinçli bir seçim yapmanıza yardımcı olacak kanıtlanmış bazı bilgileri paylaşmak istiyoruz.
Kolloidal Gümüş Suyu Nasıl Çalışır?
1996 yılında Richard Davies ve Silver Institute of Samuel Etris tarafından yazılan bir rapora göre, kolloidal gümüş suyunun vücudu iyileştirmeye yardımcı olabileceğine inanılan başlıca üç yolu var, bunlar:
Katalitik Oksidasyon
Gümüş, bakteri ve virüsleri çevreleyen sülfhidral (H) gruplarıyla kolayca reaksiyona giren oksijen moleküllerine doğal olarak tutunur. Buna karşılık, bu biyokimyasal enerjiyi besinlerden adenosin trifosfata (ATP) dönüştürmek için organizmaların hücrelerinde yer alan metabolik reaksiyonlar ve süreçler dizisi olarak tanımlanan hücresel solunum olarak bilinen yaşamı koruyucu hücresel süreci bloke etmeye yardımcı olur ve daha sonra toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. ”
Bakteriyel Hücre Membranları (Zarları) ile Reaksiyon
Gümüş iyonları doğrudan bakteri hücre zarlarına yapışabilir ve solunum engellem etkisini üretebilir.
DNA ile Bağlanma
Pseudomonas aeruginosa’da tam olarak bakteri DNA’sına girmek için% 12’ye kadar gümüş tespit edilmiştir. Tek bir kaynağa göre, “Gümüşün DNA’yı birbirine bağlayan hidrojen bağlarını yok etmeksizin DNA’ya nasıl bağlandığı tam olarak bilinmese de, DNA’nın çözülmesini engeller, hücresel çoğalmanın gerçekleşmesi için önemli bir yoldur.”
Kanıtlanmış En İyi 8 Kolloidal Gümüş Suyu Faydaları
Hücresel solunum üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olan kolloidal gümüş suyu, vücuda birçok açıdan fayda sağlar. Bununla birlikte, tıbbi literatür tarafından özellikle desteklenen sekiz kanıtlanmış iyileştirici özelliği vardır:
1. Antibakteriyel
kolloidal gümüş suyu antibiyotikler
Birincisi, kolloidal gümüş suyunun, antibiyotiğe dirençli süperbugları(antibiyotiğe direnç gösteren bakteri) kontrol etme yeteneği şaşırtıcıdır. 1980’lerde UCLA Tıp Okulu’nda çalışırken, Larry C. Ford, MD, az miktarda gümüşe maruz kaldığında birkaç dakika içinde imha edilen 650’den fazla hastalığa neden olan patojenleri belgeledi.
Kolloidal gümüş, modern reçeteli antibiyotik karşıtlığının aksine, öldürülen organizmalarda direnç veya bağışıklık yaratmaz. Bu nokta, özellikle son yıllarda ABD’de 2 milyondan fazla insanın antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar sonucu hastalığa yakalandığını ve bu enfeksiyonlardan 23.000 kişinin öldüğünü bildiren Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ışığında yeterince vurgulanmaz.
2. Yara Bakımı / Cilt Sağlığı
Kolloidal Gümüş Suyu Egzama

Robert O. Becker, MD, kolloidal gümüş suyunun ciltte ve diğer yumuşak dokularda iyileşmeye yaradığını söylüyor. Pharmacognosy Communications tarafından 2012 yılında hazırlanan bir araştırma makalesinde, yanıklar, pamukçuklar, periodontit ve diğer durumları tedavi etmek için topikal kullanımda belirli kolloidal gümüş suyu preparatlarının düşünülmesi özellikle tavsiye edilmiştir.
Örneğin, ringwormu-Tinea Capitis(Derinin üst katmanında dermatofitlerin neden olduğu bir tür enfeksiyon) evde kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz, çünkü güçlü bir anti-fungaldir. Cildin üst tabakasında yaşayan bir mantarın neden olduğu, ringworm yuvarlak, pullu yamalar olarak ortaya çıkar. Bulaşıcı bir rahatsızlıktır.
Kolloidal gümüş suyu, sedef ve egzama gibi pek çok deri hastalığına iyi gelmektedir. Yanıklardan kaynaklanan doku hasarlarını kazımak ve hatta onarmak için rahatlatıcıdır.
Ayrıca, güçlü bir anti-fungal olduğu için saçkıranı kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz.
3. Pembe Göz / Kulak Enfeksiyonları
Kolloidal Gümüş Suyu Pembe Göz Hastalığı

Pembe göz, göz küresi ve göz kapağı astarını kaplayan iltihaplı bir mukozadır ve esas olarak bakteriyel veya viral bir enfeksiyondan kaynaklanır. Kolloidal gümüş suyu, bu tahriş edici ve oldukça bulaşıcı virüs ve bakterilere karşı derhal harekete geçer ve iyileşmeye kattı sağlar.
Enfekte olmuş göze uygulandığında, küçük gümüş kolloidler enfekte olmuş hücreleri elektromanyetik olarak çekerek ve yok edilmek üzere kan dolaşımına göndererek toplarlar.
Modern reçeteli antibiyotik ilaçlarımız spesifik bakterilere karşı çalışmak üzere tasarlanmıştır, ancak kulak enfeksiyonlarına birden fazla bakteri sınıfı neden olabilir, hatta mantar olabilir.
Bu durumda, reçeteli antibiyotik işe yaramazken, kolloidal gümüş suyu enfeksiyonunuza neden olan şeyden bağımsız olarak etki eder.
4. Antiviral- Virüslere Karşı Etkili
Kolloidal gümüş suyu yararları arasında HIV / AIDS, zatürre, uçuk, zona ve siğiller için bir anti-viral olması da vardır. Optimum Beslenme Enstitüsü’nden Dr. Martin Hum, kolloidal gümüş suyunun virüsleri hızlı bir şekilde durdurmanın doğal yollarından biri olarak listelemiştir.
Kolloidal gümüş suyu virüsü boğar ve hatta AIDS hastalarında HIV virüsünün aktivitesini azaltabilir. Ayrıca, kolloidal gümüşün hepatit C virüsüne karşı etkinliğinin çok sayıda anekdotsal hesabı vardır.
5. Anti-inflamatuar
Kolloidal gümüş suyu aynı zamanda harika bir anti-inflamatuar ilaçtır. Vaka noktası: Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) araştırmacıları kolloidal gümüş suyu ile tedavi edildikten sonra inflamasyonun etkilerini incelediler; Gümüş ile tedavi edilen domuzların iltihaplı cildinin 72 saat sonra ciltlerinin tamamen iyileştiği gözlemlenmiştir.
Araştırma, birçok insanın yıllardır anekdot olarak tanıdığı şeyi yansıtmaya başlıyor – bu kolloidal gümüş şişliği azaltabilir, iyileşmeyi ve hücre iyileşmesini hızlandırabilir!
6. Sinüzit
Sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak kullanılan kolloidal gümüş suyu, geçen yıl Uluslararası Allerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir araştırmaya göre, insanlara burun spreyi olarak faydalı olabilir.
Özellikle Staph aureus’u öldürmek için bir kaba damlattığınız birkaç damla gümüş suyunu doğrudan burnunuza çekerek ve başınızı geriye doğru eğerek geniz ve burnunuzu temizleyebilirsiniz.
Ayrıca, son zamanlardaki araştırmalar da, patojenlerin neden olduğu gizli enfeksiyonların, yaygın alerjiler ve astım ile ilişkili solunum yolu inflamasyonu nedeni olabileceğini gösterdiğini belirtmek önemlidir. Kolloidal gümüş suyu Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonlarını yok eder, bu da havadaki toza alerjisi olan hastaların genellikle kolloidal gümüş suyu ile rahatlamasını sağlar.
7. Soğuk Algınlığı / Grip
Bazıları, kolloidal gümüşün domuz gribi de dahil olmak üzere tüm grip türlerini ve aynı zamanda soğuk algınlığını önlemeye yardımcı olduğunu iddia etmektedir.
Bunu klinik olarak test etmek için çok az çalışma yapılmıştır, ancak 2011 yılında NIH, soğuk algınlığı ve burun tıkanıklığından muzdarip 12 yaşından küçük 100 çocuğu aldı ve bunları iki gruba ayırdı; Birinci gruba kolloidal gümüş suyu ve beta glukan çözeltisi ve ikinci gruba ise tuzlu su çözeltisi uygulandı. Her iki grup da tedaviden olumlu sonuçlar alsa da, kolloidal gümüş grubundaki insanların% 90’ı tamamen iyileşti!
8. Zatürre (Pnömoni)
Bronşit ya da zatürre ile savaşmak söz konusu olduğunda, modern ilaçlar tedavi de sınırlı kalmıştır. Tipik olarak, antibiyotikler ilk savunma hattı olarak uygulanır, ancak zatürre viral olduğunda, antibiyotikler yardım etmez. Kolloidal gümüşün güzel tarafı, patojenden bağımsız olarak yardımcı olmasıdır.
Kolloidal gümüş suyu, ağızdan alındığında bronşit ve zatürreye karşı savaşmaya yardımcı olması bakımından dikkat çekici bir üründür, ancak bunu kullanmak için daha etkili bir yol var mıdır? Çok basit sadece ciğerlerine çek !
Bu şekilde gümüş, akciğerlerde bulunan ve bronşit veya zatürreye neden olan mikroplarla doğrudan temas eder. Temel olarak solunum desteği kullanmakla aynı şeydir ve birkaç gün içinde temizler.
Şimdi, kolloidal gümüş suyu akciğerlere alınması için en etkili yöntem bir nebülizatör kullanmaktır. Genellikle, bir çay kaşığı yaklaşık 10 ila 15 dakika boyunca günde üç kez kullanılır.
Kolloidal Gümüş Suyu Nedir?
Kolloidal Gümüş suyu nedir
Buzdolabının icadından önce, gümüş sikkenin koruyucu olarak, süt kabına atılması yaygın bir uygulamaydı. Çünkü gümüşün alg, bakteri ve diğer istenmeyen organizmaların büyümesini engellediği bilinmektedir.
Antik zamanlara dayanan gümüş, hastalıkların yayılmasını durdurmak için de popüler bir yoldu. Doğal antibiyotik olarak kullanımı, modern antibiyotiklerin geldiği 1940’lara kadar devam etti.
Bugün açıkçası, insanların gümüş paralarını suya atmaları gerekmiyor. Tek yapmanız gereken, mağazada satın aldığınız bir şişeden dikkatlice birkaç damla almaktır;
“Nanometre boyutlu gümüş parçacıkları içeren bir su çözeltisi. Toplam gümüş içeriği, milyonda parça (ppm) ile sayısal olarak aynı olan litre başına litre mili (mg / L) olarak ifade edilir. Toplam gümüş içeriği iki gümüş formuna ayrılır: iyonik gümüş ve gümüş parçacıklar.
Temel olarak “kolloidal gümüş” olarak pazarlanan üç tip ürün vardır ve bunlar şu şekilde kategorize edilebilir:
  1. İyonik Gümüş Çözeltisi
  2. Gümüş Protein
  3. Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
1.İyonik Gümüş Çözeltisi
İyonik gümüş çözeltileri, gümüş içeriği esas olarak gümüş iyonları olan ürünlerdir. İyonik gümüş genellikle kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanmakla birlikte, gerçek kolloidal gümüş suyu değildir. Üretilmesi en ucuz olanı olduğu için, bu kategorideki en popüler ürün iyonik gümüştür. Sorun? Sadece gerçek kolloidal gümüşün yapabileceği aynı faydaları üretmez.
2.Gümüş Protein
Büyük gümüş parçacıklarının tutunması için, gümüş protein bazlı ürünlere jelatin ekleniyor. Gümüş protein, piyasadaki en popüler kolloidal gümüş ürünüdür ve gümüş protein tozuna su ekleyerek kolaylıkla yapılabilir. Aynı zamanda sık sık kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanır ve etiketlenir, ancak gerçek kolloidal gümüş suyu ile karıştırılmamalıdır. Gümüş protein, insan kullanımı için daha az etkilidir ve gerçek kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemezsiniz.
3.Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
Son olarak, gerçek gümüş kolloidler, gümüş içeriğin büyük çoğunluğu nanometre boyutlu gümüş parçacıklarından oluştuğu için herhangi bir protein veya başka katkı maddesi içermez.
Kolloidal Gümüş Suyu Yan Etkileri
Ulusal Özgür ve Bütünleştirici Sağlık Merkezi, kolloidal gümüş suyu bazlı ilaçların zayıf emilimine yol açabileceğini bildirse de, kolloidal gümüş kullanımının yan etkilerinin olduğunu gösteren sınırlı sayıda araştırma vardır.
Kollodial gümüş suyu mavi adam

Bununla birlikte, argyria (mavi cilt sendromu) denen geri dönüşü olmayan bir duruma neden olan birçok uyarıya rastlayabilirsiniz. Bununla birlikte, bu, gerçek kolloidal gümüşün yanlış kullanılması değil, iyonik gümüş veya gümüş proteini gibi kolloidal gümüş olarak pazarlanan diğer daha ucuz ürünlerden kaynaklanır.
Kolloidal gümüş suyu, bu hastalığa sebep olmaz. Medyada yer bulan Paul Karason adlı adamın yakalandığı argyria hastalığı kendi yaptığını sandığı gümüş suyunu kullanması sonucunda olmuştur.
Dikkate alınması gereken bir nokta, kolloidal gümüşün güçlü bir antibakteriyel ajan olduğu için, uygun bir mikroflora dengesini sağladığınızdan emin olmak için kullanım sırasında probiyotiklerle desteklediğinizden emin olmalısınız.
Kolloidal Gümüş Suyu Dozaj ve Kullanımı
Kolloidal gümüş suyunun her bir durum için farklı şekilde uygulanması gerekir. Kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemek için, aşağıdaki gibi alınabilir, her zaman üst üste 14 günden fazla kullanılmaması gerektiğini aklınızda bulundurun.
  • Deriye doğrudan uygulanan 2-5 damla
  • Bağışıklık desteği için ağızdan alınan 1 damla
  • Pembe göz için 1-2 göz içine
  • 1-2 damla herhangi bir yaranın iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • Düzgün hazırlanırsa, bir kas, kanserli bir tümöre veya kan dolaşımına enjekte edilebilir.
  • Neti pota 5 damla ilave edilir veya direkt olarak burun içine çekilir.
  • Vajinal veya analitik olarak 5-10 damla uygulanabilir.

Zararlarınıda Unutmayalım
'Deccal'in fitnesinden Allah'a sığınan bir Peygamber'in ümmeti olarak, önümüze sunulan her ürünü defalarca incelememiz gerekirken öyle bir hale geldik ki sorgulamadan hepsini kabul eder olduk. Öyle bir zamandayız ki herkes sürekli, "Mucizevi metodlar"dan bahsediyor. - Bir solisyon varmış, bütün hastalıkları iyileştiriyormuş! - Öyle bir terapi yöntemiymiş ki bütün derdin-tasan gidiyormuş! Son günlerde duymayan kaldı mı bu kelâmları? Tam da Allah Rasulu Aleyhisselam Efendimiz'in buyurduğu gibi: - O Deccal, bazı körleri ve abraşlıları (ağır hastaları) iyi edecek, birtakım ölüleri diriltecek ve "Ben Rabbinizim" diyecektir. Kim onu tasdik ederse Deccal’in tuzağına düşecektir. Kim de "Rabbim Allah" der ve böyle ölürse, o zaman Deccal'in fitnesine düşmeyecek ve ona bir daha fitne ve azab erişmeyecektir.

Sadaka'RasulAllah! Ne anlıyoruz bu Hadisi Şeriften?
Deccal, hastalıklar karşısında mucizevi işler yapacak!.. Ama nasıl? Buna bir hazırlık yok mu? Bugün korkunç şekilde ilerleyen teknolojinin yaptığı tek şey var farkederseniz; Bedenimize bir şekilde ağır metaller yüklemek! Aşılar vesilesi ile "Civa" İlaç niyetine "Kurşun" Implant, gıda ve temizlik maddeleri ile "Titanyum dioksit" Kendi elimizle "Şifa" diye içtiğimiz "Gümüş" Peki nedir bu bedenimize geri dönüşü olmayan bu metalleri yükleme hevesleri?

Çünkü nano boyuttaki bu metal, partiküller hücrenin içine işleyerek "DNA" hasarlarına ve mutasyonlarına sebep olarak vücudumuzdaki biyokimyasal işlemlere müdahale edebilir. Yani kısaca, bu metaller bedenindeyken, dışarıdan bir bilgisayara bağlı olan beyine sahip olabilirsin İnsanoğlunun, Allah ve Rasulu tarafından uyarıldığı böyle hassas bir mevzuda bu derece gözü kapalı ve cesaretli olarak kendini ve evlatlarını kobay yerine koydurması ise akıl alır bir durum değildir. "Bir Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz" diyoruz; lakin bedenimizde ısırılmadık yer kalmamışken hâlâ önümüze ne sürseler, gözümüz kapalı teslim oluyoruz. Herşey geliyor da dinimizin ne dediği gelmiyor bir türlü aklımıza. Herkese herşeyi soruyoruz da "Rabbim ne buyurmuş!" diyemiyoruz ne hikmetse.. İslâm dininde "Altın veya gümüşten" üretilmiş eşyaları kullanmak, ittifak ile 'HARAM'dır!

Rasulullah Aleyhisselam Efendimiz: "Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur!" buyurmuştur. Bu sebeple altın ve gümüşten üretilen kaşık, bardak, kap, ve gümüşe konmuş ürünleri tüketmek CAİZ DEĞİLDİR. "Gümüş suyu" da fıkhen buna dahildir. Allah ve Rasulu bize neyi emretti de binlerce bereketi, bizi neyden men etti de binlerce hikmeti olmadı!.. Tüm yabancı kaynaklar gümüş suyunun zararlarını birbirlerine tebliğ ederken, biz Müslümanlar'ın gözü kapalı bu ürünleri tüketmemiz ne oluyor Allah aşkına! Bir de "Yok Finikeliler, eski Yunanlar, Bizanslar, Çingeneler kullanmış ama..." diye savunmalar geliyor. Saydığınız bu cahil toplumlar kullanmışsa da Alemlere Rahmet olarak gelen ve asla nefsinden konuşmayan Peygamberimiz de yasaklamış yok ki bunun ötesi!.. - Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur! - İşittik, itaat ettik Ya RasulAllah! Korkmamız lazım inanın; korkmamız lazım!..

Çünkü insan beyninin faaliyetleri bazı elektromanyetik dalgaların frekansına bağlı olarak gerçekleşir. Dolayısı ile beyin faaliyetlerini değiştirmek ve kontrol etmek için bedenimize farklı yollarla dahil ettikleri bu ağır metal ve kimyasallar ile yönlendirme yapmaktadırlar. Vel hasıl; bugün insanlar bu ürünleri kullanarak başta sağlık sorunlarını çözdüklerini sanıyorlar ama arka planda vücuda atılmış ve ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba taşıyorlar. Yani bedenlerine biriken bu metaller ile yarın birer "yapay zeka"ya dönüşerek, kendi iradeleri ile hareket edemez hale geldiklerinde herşey için çok geç olmuş olacak. Bu durum, insan çiplemenin farklı bir versiyonu değil de nedir? Bir bilgisayar oyunundan gelen talimata göre intihar eden gençler, bunun bir test aşamasıdır, buna her birimiz şahit değil miyiz! Bunlardan biri de son günlerde revaçta olan "Kolloidal Gümüş suyu" olmuştur. Türkçe kaynaklarda övgüden (!) başka birşey bulamasam da Rus, Alman ve İngiliz kaynaklarında bu konu hakkında korkunç bilgiler mevcuttur. Rahmetli Dr. Aidin Salih hanımefendinin de "Gümüş suyu kullanımı"na dair "Asla!.." demesi, onun ne kadar feraset sahibi bir Müslüman olduğunu bize bir kez daha gösteriyor.

Kısa bir izah gerekirse; Gümüş; ağır bir metaldir ve periyodik cetvelde aşırı toksik kadmiyuma bitişiktir. Ve asla insan vücudunun ihtiyacı olan bir mineral değildir! Bugün insanlara, "mucizevi" olarak pazarlanan bu solüsyonlar ise nano teknoloji ile 25 nm'lik gümüş nano partiküller şeklinde üretilir. Ruslar, buna "Faydasız Risk" ismini takmıştır. Çünkü Rus fizyologlara göre, bu aşırı doymuş gümüş çözeltilerin yüzde 10'u kanla taşınıp; insan vücudunun doğal filtresi olan karaciğerde birikiyor! Böyle bir metal birikime sahip olan karaciğerin ise sağlam kalması mümkün değildir! Bu sebeple insanlar, "Bir yeri iyileştireyim" derken, başka organlarına zarar vererek "Faydasız bir risk" alıyorlar. Bununla birlikte yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucunda kişide, böbrek hasarları ve kasılmalar gibi nörolojik problemler gözlenmiştir. Çünkü gümüş; hücrelerin birbirleri ile enerji alış verişlerini hücresel düzeyde engeller ve bu nedenle sitotoksin yani "Hücre zehiri" görevi görür. 2014 yılında G. Danimarka üniversitesinin yayınladığı bir makaleye göre; kolloidal gümüş suyu, bağırsak hücreleri için zararlıdır ve tahribata yol açar. Bunun yanı sıra, bedendeki serbest radikalleri tetiklediği de aynı makalede belirtilmiştir. İnsanlar üzerinde uzun vadeli bir deneye tabii tutulmayan kolloidal gümüş suyunun, hayvan deneylerinde laboratuar farelerinin DNA yapılarına büyük zarar verdiği gözlemlenmiştir. Ülkemizde "Hiçbir yan etkisi yok!.." denilerek piyasaya sürülse de Alman uzmanlar,

bu ürünün yan etkilerini şöyle sıralamışlardır; -

İnsan cilt ve mukoza zarlarını mavi-siyah renge çevirip arjiri hastalığına, - Tat alma bozukluklarına, - Koku duyarlılığına, - Nöbetlere, - Ağır böbrek hasarlarına, - Gebelik sırasında kullanıldığı taktirde yeni doğan organ sakatlıklarına sebep olabilir. Antibiyotik gibi direnç kazanılmayacağı iddia edilse de Alman uzmanlara göre, bu asla doğru değildir. Kolloidal gümüş suyuna karşı bağırsak bakterileri dirençli hale gelebilir. Ve bu nano gümüş tozları, hangi bakterinin yararlı olacağını ayırt edemez, bu sebeple bağırsak florasını bozarak, bağışıklık sistemini baskılar. Zaten genel manada vücuda dahil olan nanoparçacıklar, canlı hücrenin yapısına nüfuz ederek dokuların bozulmasına ve genleri mutasyona sokarak genetik hastalıklara sebebiyet vermektedir.

Sonra; "Ben niye böyle oldum!.. Çocuğum niye böyle oldu!.."
 
Son düzenleme:

Baykan

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ocak 2020
Mesajlar
325
Puanları
17
Kolloidal Gümüş Suyu’nu duymadıysanız, sinüs enfeksiyonu veya soğuk algınlığı gibi genel sağlık sorunlarına alternatif tedaviler arayışınız devam edecektir.
kolloidal gümüş suyu

Çoğu sağlık gıda deposu ve eczaneler, çeşitli kolloidal gümüş markalarını satar, internette kolloidal gümüş faydaları hakkında çok miktarda bilgi bulabilirsiniz. Ne yazık ki, pek çok kaynak birbiriyle çelişen görüşlere sahip olduğundan, bilgiler kafa karıştırıcıdır.
Bir yandan, kolloidal gümüş suyu hakkında fikir beyan eden, hemen hemen her hastalığa yardımcı olduğunu savunan binlerce kişiye rastlarsınız. Ayrıca, tüketicileri güvenlik endişeleri hakkında uyaran bazı iyi bilinen sağlık sitelerine de rastlayabilirsiniz. Genellikle, bu kaynaklar 1999’da FDA tarafından, kolloidal gümüş suyu kullanımını destekleyen hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığını iddia eden bildiri alıntılarını kullanır.
Bu tür bir bilgi, en bilgili doğal sağlık meraklılarının bile kafasını karıştırır, bu nedenle bu makalede bilinçli bir seçim yapmanıza yardımcı olacak kanıtlanmış bazı bilgileri paylaşmak istiyoruz.
Kolloidal Gümüş Suyu Nasıl Çalışır?
1996 yılında Richard Davies ve Silver Institute of Samuel Etris tarafından yazılan bir rapora göre, kolloidal gümüş suyunun vücudu iyileştirmeye yardımcı olabileceğine inanılan başlıca üç yolu var, bunlar:
Katalitik Oksidasyon
Gümüş, bakteri ve virüsleri çevreleyen sülfhidral (H) gruplarıyla kolayca reaksiyona giren oksijen moleküllerine doğal olarak tutunur. Buna karşılık, bu biyokimyasal enerjiyi besinlerden adenosin trifosfata (ATP) dönüştürmek için organizmaların hücrelerinde yer alan metabolik reaksiyonlar ve süreçler dizisi olarak tanımlanan hücresel solunum olarak bilinen yaşamı koruyucu hücresel süreci bloke etmeye yardımcı olur ve daha sonra toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. ”
Bakteriyel Hücre Membranları (Zarları) ile Reaksiyon
Gümüş iyonları doğrudan bakteri hücre zarlarına yapışabilir ve solunum engellem etkisini üretebilir.
DNA ile Bağlanma
Pseudomonas aeruginosa’da tam olarak bakteri DNA’sına girmek için% 12’ye kadar gümüş tespit edilmiştir. Tek bir kaynağa göre, “Gümüşün DNA’yı birbirine bağlayan hidrojen bağlarını yok etmeksizin DNA’ya nasıl bağlandığı tam olarak bilinmese de, DNA’nın çözülmesini engeller, hücresel çoğalmanın gerçekleşmesi için önemli bir yoldur.”
Kanıtlanmış En İyi 8 Kolloidal Gümüş Suyu Faydaları
Hücresel solunum üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olan kolloidal gümüş suyu, vücuda birçok açıdan fayda sağlar. Bununla birlikte, tıbbi literatür tarafından özellikle desteklenen sekiz kanıtlanmış iyileştirici özelliği vardır:
1. Antibakteriyel
kolloidal gümüş suyu antibiyotikler
Birincisi, kolloidal gümüş suyunun, antibiyotiğe dirençli süperbugları(antibiyotiğe direnç gösteren bakteri) kontrol etme yeteneği şaşırtıcıdır. 1980’lerde UCLA Tıp Okulu’nda çalışırken, Larry C. Ford, MD, az miktarda gümüşe maruz kaldığında birkaç dakika içinde imha edilen 650’den fazla hastalığa neden olan patojenleri belgeledi.
Kolloidal gümüş, modern reçeteli antibiyotik karşıtlığının aksine, öldürülen organizmalarda direnç veya bağışıklık yaratmaz. Bu nokta, özellikle son yıllarda ABD’de 2 milyondan fazla insanın antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar sonucu hastalığa yakalandığını ve bu enfeksiyonlardan 23.000 kişinin öldüğünü bildiren Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ışığında yeterince vurgulanmaz.
2. Yara Bakımı / Cilt Sağlığı
Kolloidal Gümüş Suyu Egzama

Robert O. Becker, MD, kolloidal gümüş suyunun ciltte ve diğer yumuşak dokularda iyileşmeye yaradığını söylüyor. Pharmacognosy Communications tarafından 2012 yılında hazırlanan bir araştırma makalesinde, yanıklar, pamukçuklar, periodontit ve diğer durumları tedavi etmek için topikal kullanımda belirli kolloidal gümüş suyu preparatlarının düşünülmesi özellikle tavsiye edilmiştir.
Örneğin, ringwormu-Tinea Capitis(Derinin üst katmanında dermatofitlerin neden olduğu bir tür enfeksiyon) evde kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz, çünkü güçlü bir anti-fungaldir. Cildin üst tabakasında yaşayan bir mantarın neden olduğu, ringworm yuvarlak, pullu yamalar olarak ortaya çıkar. Bulaşıcı bir rahatsızlıktır.
Kolloidal gümüş suyu, sedef ve egzama gibi pek çok deri hastalığına iyi gelmektedir. Yanıklardan kaynaklanan doku hasarlarını kazımak ve hatta onarmak için rahatlatıcıdır.
Ayrıca, güçlü bir anti-fungal olduğu için saçkıranı kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz.
3. Pembe Göz / Kulak Enfeksiyonları
Kolloidal Gümüş Suyu Pembe Göz Hastalığı

Pembe göz, göz küresi ve göz kapağı astarını kaplayan iltihaplı bir mukozadır ve esas olarak bakteriyel veya viral bir enfeksiyondan kaynaklanır. Kolloidal gümüş suyu, bu tahriş edici ve oldukça bulaşıcı virüs ve bakterilere karşı derhal harekete geçer ve iyileşmeye kattı sağlar.
Enfekte olmuş göze uygulandığında, küçük gümüş kolloidler enfekte olmuş hücreleri elektromanyetik olarak çekerek ve yok edilmek üzere kan dolaşımına göndererek toplarlar.
Modern reçeteli antibiyotik ilaçlarımız spesifik bakterilere karşı çalışmak üzere tasarlanmıştır, ancak kulak enfeksiyonlarına birden fazla bakteri sınıfı neden olabilir, hatta mantar olabilir.
Bu durumda, reçeteli antibiyotik işe yaramazken, kolloidal gümüş suyu enfeksiyonunuza neden olan şeyden bağımsız olarak etki eder.
4. Antiviral- Virüslere Karşı Etkili
Kolloidal gümüş suyu yararları arasında HIV / AIDS, zatürre, uçuk, zona ve siğiller için bir anti-viral olması da vardır. Optimum Beslenme Enstitüsü’nden Dr. Martin Hum, kolloidal gümüş suyunun virüsleri hızlı bir şekilde durdurmanın doğal yollarından biri olarak listelemiştir.
Kolloidal gümüş suyu virüsü boğar ve hatta AIDS hastalarında HIV virüsünün aktivitesini azaltabilir. Ayrıca, kolloidal gümüşün hepatit C virüsüne karşı etkinliğinin çok sayıda anekdotsal hesabı vardır.
5. Anti-inflamatuar
Kolloidal gümüş suyu aynı zamanda harika bir anti-inflamatuar ilaçtır. Vaka noktası: Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) araştırmacıları kolloidal gümüş suyu ile tedavi edildikten sonra inflamasyonun etkilerini incelediler; Gümüş ile tedavi edilen domuzların iltihaplı cildinin 72 saat sonra ciltlerinin tamamen iyileştiği gözlemlenmiştir.
Araştırma, birçok insanın yıllardır anekdot olarak tanıdığı şeyi yansıtmaya başlıyor – bu kolloidal gümüş şişliği azaltabilir, iyileşmeyi ve hücre iyileşmesini hızlandırabilir!
6. Sinüzit
Sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak kullanılan kolloidal gümüş suyu, geçen yıl Uluslararası Allerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir araştırmaya göre, insanlara burun spreyi olarak faydalı olabilir.
Özellikle Staph aureus’u öldürmek için bir kaba damlattığınız birkaç damla gümüş suyunu doğrudan burnunuza çekerek ve başınızı geriye doğru eğerek geniz ve burnunuzu temizleyebilirsiniz.
Ayrıca, son zamanlardaki araştırmalar da, patojenlerin neden olduğu gizli enfeksiyonların, yaygın alerjiler ve astım ile ilişkili solunum yolu inflamasyonu nedeni olabileceğini gösterdiğini belirtmek önemlidir. Kolloidal gümüş suyu Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonlarını yok eder, bu da havadaki toza alerjisi olan hastaların genellikle kolloidal gümüş suyu ile rahatlamasını sağlar.
7. Soğuk Algınlığı / Grip
Bazıları, kolloidal gümüşün domuz gribi de dahil olmak üzere tüm grip türlerini ve aynı zamanda soğuk algınlığını önlemeye yardımcı olduğunu iddia etmektedir.
Bunu klinik olarak test etmek için çok az çalışma yapılmıştır, ancak 2011 yılında NIH, soğuk algınlığı ve burun tıkanıklığından muzdarip 12 yaşından küçük 100 çocuğu aldı ve bunları iki gruba ayırdı; Birinci gruba kolloidal gümüş suyu ve beta glukan çözeltisi ve ikinci gruba ise tuzlu su çözeltisi uygulandı. Her iki grup da tedaviden olumlu sonuçlar alsa da, kolloidal gümüş grubundaki insanların% 90’ı tamamen iyileşti!
8. Zatürre (Pnömoni)
Bronşit ya da zatürre ile savaşmak söz konusu olduğunda, modern ilaçlar tedavi de sınırlı kalmıştır. Tipik olarak, antibiyotikler ilk savunma hattı olarak uygulanır, ancak zatürre viral olduğunda, antibiyotikler yardım etmez. Kolloidal gümüşün güzel tarafı, patojenden bağımsız olarak yardımcı olmasıdır.
Kolloidal gümüş suyu, ağızdan alındığında bronşit ve zatürreye karşı savaşmaya yardımcı olması bakımından dikkat çekici bir üründür, ancak bunu kullanmak için daha etkili bir yol var mıdır? Çok basit sadece ciğerlerine çek !
Bu şekilde gümüş, akciğerlerde bulunan ve bronşit veya zatürreye neden olan mikroplarla doğrudan temas eder. Temel olarak solunum desteği kullanmakla aynı şeydir ve birkaç gün içinde temizler.
Şimdi, kolloidal gümüş suyu akciğerlere alınması için en etkili yöntem bir nebülizatör kullanmaktır. Genellikle, bir çay kaşığı yaklaşık 10 ila 15 dakika boyunca günde üç kez kullanılır.
Kolloidal Gümüş Suyu Nedir?
Kolloidal Gümüş suyu nedir
Buzdolabının icadından önce, gümüş sikkenin koruyucu olarak, süt kabına atılması yaygın bir uygulamaydı. Çünkü gümüşün alg, bakteri ve diğer istenmeyen organizmaların büyümesini engellediği bilinmektedir.
Antik zamanlara dayanan gümüş, hastalıkların yayılmasını durdurmak için de popüler bir yoldu. Doğal antibiyotik olarak kullanımı, modern antibiyotiklerin geldiği 1940’lara kadar devam etti.
Bugün açıkçası, insanların gümüş paralarını suya atmaları gerekmiyor. Tek yapmanız gereken, mağazada satın aldığınız bir şişeden dikkatlice birkaç damla almaktır;
“Nanometre boyutlu gümüş parçacıkları içeren bir su çözeltisi. Toplam gümüş içeriği, milyonda parça (ppm) ile sayısal olarak aynı olan litre başına litre mili (mg / L) olarak ifade edilir. Toplam gümüş içeriği iki gümüş formuna ayrılır: iyonik gümüş ve gümüş parçacıklar.
Temel olarak “kolloidal gümüş” olarak pazarlanan üç tip ürün vardır ve bunlar şu şekilde kategorize edilebilir:
  1. İyonik Gümüş Çözeltisi
  2. Gümüş Protein
  3. Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
1.İyonik Gümüş Çözeltisi
İyonik gümüş çözeltileri, gümüş içeriği esas olarak gümüş iyonları olan ürünlerdir. İyonik gümüş genellikle kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanmakla birlikte, gerçek kolloidal gümüş suyu değildir. Üretilmesi en ucuz olanı olduğu için, bu kategorideki en popüler ürün iyonik gümüştür. Sorun? Sadece gerçek kolloidal gümüşün yapabileceği aynı faydaları üretmez.
2.Gümüş Protein
Büyük gümüş parçacıklarının tutunması için, gümüş protein bazlı ürünlere jelatin ekleniyor. Gümüş protein, piyasadaki en popüler kolloidal gümüş ürünüdür ve gümüş protein tozuna su ekleyerek kolaylıkla yapılabilir. Aynı zamanda sık sık kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanır ve etiketlenir, ancak gerçek kolloidal gümüş suyu ile karıştırılmamalıdır. Gümüş protein, insan kullanımı için daha az etkilidir ve gerçek kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemezsiniz.
3.Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
Son olarak, gerçek gümüş kolloidler, gümüş içeriğin büyük çoğunluğu nanometre boyutlu gümüş parçacıklarından oluştuğu için herhangi bir protein veya başka katkı maddesi içermez.
Kolloidal Gümüş Suyu Yan Etkileri
Ulusal Özgür ve Bütünleştirici Sağlık Merkezi, kolloidal gümüş suyu bazlı ilaçların zayıf emilimine yol açabileceğini bildirse de, kolloidal gümüş kullanımının yan etkilerinin olduğunu gösteren sınırlı sayıda araştırma vardır.
Kollodial gümüş suyu mavi adam

Bununla birlikte, argyria (mavi cilt sendromu) denen geri dönüşü olmayan bir duruma neden olan birçok uyarıya rastlayabilirsiniz. Bununla birlikte, bu, gerçek kolloidal gümüşün yanlış kullanılması değil, iyonik gümüş veya gümüş proteini gibi kolloidal gümüş olarak pazarlanan diğer daha ucuz ürünlerden kaynaklanır.
Kolloidal gümüş suyu, bu hastalığa sebep olmaz. Medyada yer bulan Paul Karason adlı adamın yakalandığı argyria hastalığı kendi yaptığını sandığı gümüş suyunu kullanması sonucunda olmuştur.
Dikkate alınması gereken bir nokta, kolloidal gümüşün güçlü bir antibakteriyel ajan olduğu için, uygun bir mikroflora dengesini sağladığınızdan emin olmak için kullanım sırasında probiyotiklerle desteklediğinizden emin olmalısınız.
Kolloidal Gümüş Suyu Dozaj ve Kullanımı
Kolloidal gümüş suyunun her bir durum için farklı şekilde uygulanması gerekir. Kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemek için, aşağıdaki gibi alınabilir, her zaman üst üste 14 günden fazla kullanılmaması gerektiğini aklınızda bulundurun.
  • Deriye doğrudan uygulanan 2-5 damla
  • Bağışıklık desteği için ağızdan alınan 1 damla
  • Pembe göz için 1-2 göz içine
  • 1-2 damla herhangi bir yaranın iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • Düzgün hazırlanırsa, bir kas, kanserli bir tümöre veya kan dolaşımına enjekte edilebilir.
  • Neti pota 5 damla ilave edilir veya direkt olarak burun içine çekilir.
  • Vajinal veya analitik olarak 5-10 damla uygulanabilir.

Zararlarınıda Unutmayalım
'Deccal'in fitnesinden Allah'a sığınan bir Peygamber'in ümmeti olarak, önümüze sunulan her ürünü defalarca incelememiz gerekirken öyle bir hale geldik ki sorgulamadan hepsini kabul eder olduk. Öyle bir zamandayız ki herkes sürekli, "Mucizevi metodlar"dan bahsediyor. - Bir solisyon varmış, bütün hastalıkları iyileştiriyormuş! - Öyle bir terapi yöntemiymiş ki bütün derdin-tasan gidiyormuş! Son günlerde duymayan kaldı mı bu kelâmları? Tam da Allah Rasulu Aleyhisselam Efendimiz'in buyurduğu gibi: - O Deccal, bazı körleri ve abraşlıları (ağır hastaları) iyi edecek, birtakım ölüleri diriltecek ve "Ben Rabbinizim" diyecektir. Kim onu tasdik ederse Deccal’in tuzağına düşecektir. Kim de "Rabbim Allah" der ve böyle ölürse, o zaman Deccal'in fitnesine düşmeyecek ve ona bir daha fitne ve azab erişmeyecektir.

Sadaka'RasulAllah! Ne anlıyoruz bu Hadisi Şeriften?
Deccal, hastalıklar karşısında mucizevi işler yapacak!.. Ama nasıl? Buna bir hazırlık yok mu? Bugün korkunç şekilde ilerleyen teknolojinin yaptığı tek şey var farkederseniz; Bedenimize bir şekilde ağır metaller yüklemek! Aşılar vesilesi ile "Civa" İlaç niyetine "Kurşun" Implant, gıda ve temizlik maddeleri ile "Titanyum dioksit" Kendi elimizle "Şifa" diye içtiğimiz "Gümüş" Peki nedir bu bedenimize geri dönüşü olmayan bu metalleri yükleme hevesleri?

Çünkü nano boyuttaki bu metal, partiküller hücrenin içine işleyerek "DNA" hasarlarına ve mutasyonlarına sebep olarak vücudumuzdaki biyokimyasal işlemlere müdahale edebilir. Yani kısaca, bu metaller bedenindeyken, dışarıdan bir bilgisayara bağlı olan beyine sahip olabilirsin İnsanoğlunun, Allah ve Rasulu tarafından uyarıldığı böyle hassas bir mevzuda bu derece gözü kapalı ve cesaretli olarak kendini ve evlatlarını kobay yerine koydurması ise akıl alır bir durum değildir. "Bir Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz" diyoruz; lakin bedenimizde ısırılmadık yer kalmamışken hâlâ önümüze ne sürseler, gözümüz kapalı teslim oluyoruz. Herşey geliyor da dinimizin ne dediği gelmiyor bir türlü aklımıza. Herkese herşeyi soruyoruz da "Rabbim ne buyurmuş!" diyemiyoruz ne hikmetse.. İslâm dininde "Altın veya gümüşten" üretilmiş eşyaları kullanmak, ittifak ile 'HARAM'dır!

Rasulullah Aleyhisselam Efendimiz: "Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur!" buyurmuştur. Bu sebeple altın ve gümüşten üretilen kaşık, bardak, kap, ve gümüşe konmuş ürünleri tüketmek CAİZ DEĞİLDİR. "Gümüş suyu" da fıkhen buna dahildir. Allah ve Rasulu bize neyi emretti de binlerce bereketi, bizi neyden men etti de binlerce hikmeti olmadı!.. Tüm yabancı kaynaklar gümüş suyunun zararlarını birbirlerine tebliğ ederken, biz Müslümanlar'ın gözü kapalı bu ürünleri tüketmemiz ne oluyor Allah aşkına! Bir de "Yok Finikeliler, eski Yunanlar, Bizanslar, Çingeneler kullanmış ama..." diye savunmalar geliyor. Saydığınız bu cahil toplumlar kullanmışsa da Alemlere Rahmet olarak gelen ve asla nefsinden konuşmayan Peygamberimiz de yasaklamış yok ki bunun ötesi!.. - Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur! - İşittik, itaat ettik Ya RasulAllah! Korkmamız lazım inanın; korkmamız lazım!..

Çünkü insan beyninin faaliyetleri bazı elektromanyetik dalgaların frekansına bağlı olarak gerçekleşir. Dolayısı ile beyin faaliyetlerini değiştirmek ve kontrol etmek için bedenimize farklı yollarla dahil ettikleri bu ağır metal ve kimyasallar ile yönlendirme yapmaktadırlar. Vel hasıl; bugün insanlar bu ürünleri kullanarak başta sağlık sorunlarını çözdüklerini sanıyorlar ama arka planda vücuda atılmış ve ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba taşıyorlar. Yani bedenlerine biriken bu metaller ile yarın birer "yapay zeka"ya dönüşerek, kendi iradeleri ile hareket edemez hale geldiklerinde herşey için çok geç olmuş olacak. Bu durum, insan çiplemenin farklı bir versiyonu değil de nedir? Bir bilgisayar oyunundan gelen talimata göre intihar eden gençler, bunun bir test aşamasıdır, buna her birimiz şahit değil miyiz! Bunlardan biri de son günlerde revaçta olan "Kolloidal Gümüş suyu" olmuştur. Türkçe kaynaklarda övgüden (!) başka birşey bulamasam da Rus, Alman ve İngiliz kaynaklarında bu konu hakkında korkunç bilgiler mevcuttur. Rahmetli Dr. Aidin Salih hanımefendinin de "Gümüş suyu kullanımı"na dair "Asla!.." demesi, onun ne kadar feraset sahibi bir Müslüman olduğunu bize bir kez daha gösteriyor.

Kısa bir izah gerekirse; Gümüş; ağır bir metaldir ve periyodik cetvelde aşırı toksik kadmiyuma bitişiktir. Ve asla insan vücudunun ihtiyacı olan bir mineral değildir! Bugün insanlara, "mucizevi" olarak pazarlanan bu solüsyonlar ise nano teknoloji ile 25 nm'lik gümüş nano partiküller şeklinde üretilir. Ruslar, buna "Faydasız Risk" ismini takmıştır. Çünkü Rus fizyologlara göre, bu aşırı doymuş gümüş çözeltilerin yüzde 10'u kanla taşınıp; insan vücudunun doğal filtresi olan karaciğerde birikiyor! Böyle bir metal birikime sahip olan karaciğerin ise sağlam kalması mümkün değildir! Bu sebeple insanlar, "Bir yeri iyileştireyim" derken, başka organlarına zarar vererek "Faydasız bir risk" alıyorlar. Bununla birlikte yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucunda kişide, böbrek hasarları ve kasılmalar gibi nörolojik problemler gözlenmiştir. Çünkü gümüş; hücrelerin birbirleri ile enerji alış verişlerini hücresel düzeyde engeller ve bu nedenle sitotoksin yani "Hücre zehiri" görevi görür. 2014 yılında G. Danimarka üniversitesinin yayınladığı bir makaleye göre; kolloidal gümüş suyu, bağırsak hücreleri için zararlıdır ve tahribata yol açar. Bunun yanı sıra, bedendeki serbest radikalleri tetiklediği de aynı makalede belirtilmiştir. İnsanlar üzerinde uzun vadeli bir deneye tabii tutulmayan kolloidal gümüş suyunun, hayvan deneylerinde laboratuar farelerinin DNA yapılarına büyük zarar verdiği gözlemlenmiştir. Ülkemizde "Hiçbir yan etkisi yok!.." denilerek piyasaya sürülse de Alman uzmanlar,

bu ürünün yan etkilerini şöyle sıralamışlardır; -

İnsan cilt ve mukoza zarlarını mavi-siyah renge çevirip arjiri hastalığına, - Tat alma bozukluklarına, - Koku duyarlılığına, - Nöbetlere, - Ağır böbrek hasarlarına, - Gebelik sırasında kullanıldığı taktirde yeni doğan organ sakatlıklarına sebep olabilir. Antibiyotik gibi direnç kazanılmayacağı iddia edilse de Alman uzmanlara göre, bu asla doğru değildir. Kolloidal gümüş suyuna karşı bağırsak bakterileri dirençli hale gelebilir. Ve bu nano gümüş tozları, hangi bakterinin yararlı olacağını ayırt edemez, bu sebeple bağırsak florasını bozarak, bağışıklık sistemini baskılar. Zaten genel manada vücuda dahil olan nanoparçacıklar, canlı hücrenin yapısına nüfuz ederek dokuların bozulmasına ve genleri mutasyona sokarak genetik hastalıklara sebebiyet vermektedir.

Sonra; "Ben niye böyle oldum!.. Çocuğum niye böyle oldu!.."
Güzel bilgiler için sağol ustam.
 

Meltun

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2020
Mesajlar
89
Puanları
2
Kolloidal Gümüş Suyu’nu duymadıysanız, sinüs enfeksiyonu veya soğuk algınlığı gibi genel sağlık sorunlarına alternatif tedaviler arayışınız devam edecektir.
kolloidal gümüş suyu

Çoğu sağlık gıda deposu ve eczaneler, çeşitli kolloidal gümüş markalarını satar, internette kolloidal gümüş faydaları hakkında çok miktarda bilgi bulabilirsiniz. Ne yazık ki, pek çok kaynak birbiriyle çelişen görüşlere sahip olduğundan, bilgiler kafa karıştırıcıdır.
Bir yandan, kolloidal gümüş suyu hakkında fikir beyan eden, hemen hemen her hastalığa yardımcı olduğunu savunan binlerce kişiye rastlarsınız. Ayrıca, tüketicileri güvenlik endişeleri hakkında uyaran bazı iyi bilinen sağlık sitelerine de rastlayabilirsiniz. Genellikle, bu kaynaklar 1999’da FDA tarafından, kolloidal gümüş suyu kullanımını destekleyen hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığını iddia eden bildiri alıntılarını kullanır.
Bu tür bir bilgi, en bilgili doğal sağlık meraklılarının bile kafasını karıştırır, bu nedenle bu makalede bilinçli bir seçim yapmanıza yardımcı olacak kanıtlanmış bazı bilgileri paylaşmak istiyoruz.
Kolloidal Gümüş Suyu Nasıl Çalışır?
1996 yılında Richard Davies ve Silver Institute of Samuel Etris tarafından yazılan bir rapora göre, kolloidal gümüş suyunun vücudu iyileştirmeye yardımcı olabileceğine inanılan başlıca üç yolu var, bunlar:
Katalitik Oksidasyon
Gümüş, bakteri ve virüsleri çevreleyen sülfhidral (H) gruplarıyla kolayca reaksiyona giren oksijen moleküllerine doğal olarak tutunur. Buna karşılık, bu biyokimyasal enerjiyi besinlerden adenosin trifosfata (ATP) dönüştürmek için organizmaların hücrelerinde yer alan metabolik reaksiyonlar ve süreçler dizisi olarak tanımlanan hücresel solunum olarak bilinen yaşamı koruyucu hücresel süreci bloke etmeye yardımcı olur ve daha sonra toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. ”
Bakteriyel Hücre Membranları (Zarları) ile Reaksiyon
Gümüş iyonları doğrudan bakteri hücre zarlarına yapışabilir ve solunum engellem etkisini üretebilir.
DNA ile Bağlanma
Pseudomonas aeruginosa’da tam olarak bakteri DNA’sına girmek için% 12’ye kadar gümüş tespit edilmiştir. Tek bir kaynağa göre, “Gümüşün DNA’yı birbirine bağlayan hidrojen bağlarını yok etmeksizin DNA’ya nasıl bağlandığı tam olarak bilinmese de, DNA’nın çözülmesini engeller, hücresel çoğalmanın gerçekleşmesi için önemli bir yoldur.”
Kanıtlanmış En İyi 8 Kolloidal Gümüş Suyu Faydaları
Hücresel solunum üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olan kolloidal gümüş suyu, vücuda birçok açıdan fayda sağlar. Bununla birlikte, tıbbi literatür tarafından özellikle desteklenen sekiz kanıtlanmış iyileştirici özelliği vardır:
1. Antibakteriyel
kolloidal gümüş suyu antibiyotikler
Birincisi, kolloidal gümüş suyunun, antibiyotiğe dirençli süperbugları(antibiyotiğe direnç gösteren bakteri) kontrol etme yeteneği şaşırtıcıdır. 1980’lerde UCLA Tıp Okulu’nda çalışırken, Larry C. Ford, MD, az miktarda gümüşe maruz kaldığında birkaç dakika içinde imha edilen 650’den fazla hastalığa neden olan patojenleri belgeledi.
Kolloidal gümüş, modern reçeteli antibiyotik karşıtlığının aksine, öldürülen organizmalarda direnç veya bağışıklık yaratmaz. Bu nokta, özellikle son yıllarda ABD’de 2 milyondan fazla insanın antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar sonucu hastalığa yakalandığını ve bu enfeksiyonlardan 23.000 kişinin öldüğünü bildiren Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ışığında yeterince vurgulanmaz.
2. Yara Bakımı / Cilt Sağlığı
Kolloidal Gümüş Suyu Egzama

Robert O. Becker, MD, kolloidal gümüş suyunun ciltte ve diğer yumuşak dokularda iyileşmeye yaradığını söylüyor. Pharmacognosy Communications tarafından 2012 yılında hazırlanan bir araştırma makalesinde, yanıklar, pamukçuklar, periodontit ve diğer durumları tedavi etmek için topikal kullanımda belirli kolloidal gümüş suyu preparatlarının düşünülmesi özellikle tavsiye edilmiştir.
Örneğin, ringwormu-Tinea Capitis(Derinin üst katmanında dermatofitlerin neden olduğu bir tür enfeksiyon) evde kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz, çünkü güçlü bir anti-fungaldir. Cildin üst tabakasında yaşayan bir mantarın neden olduğu, ringworm yuvarlak, pullu yamalar olarak ortaya çıkar. Bulaşıcı bir rahatsızlıktır.
Kolloidal gümüş suyu, sedef ve egzama gibi pek çok deri hastalığına iyi gelmektedir. Yanıklardan kaynaklanan doku hasarlarını kazımak ve hatta onarmak için rahatlatıcıdır.
Ayrıca, güçlü bir anti-fungal olduğu için saçkıranı kolloidal gümüş suyu ile tedavi edebilirsiniz.
3. Pembe Göz / Kulak Enfeksiyonları
Kolloidal Gümüş Suyu Pembe Göz Hastalığı

Pembe göz, göz küresi ve göz kapağı astarını kaplayan iltihaplı bir mukozadır ve esas olarak bakteriyel veya viral bir enfeksiyondan kaynaklanır. Kolloidal gümüş suyu, bu tahriş edici ve oldukça bulaşıcı virüs ve bakterilere karşı derhal harekete geçer ve iyileşmeye kattı sağlar.
Enfekte olmuş göze uygulandığında, küçük gümüş kolloidler enfekte olmuş hücreleri elektromanyetik olarak çekerek ve yok edilmek üzere kan dolaşımına göndererek toplarlar.
Modern reçeteli antibiyotik ilaçlarımız spesifik bakterilere karşı çalışmak üzere tasarlanmıştır, ancak kulak enfeksiyonlarına birden fazla bakteri sınıfı neden olabilir, hatta mantar olabilir.
Bu durumda, reçeteli antibiyotik işe yaramazken, kolloidal gümüş suyu enfeksiyonunuza neden olan şeyden bağımsız olarak etki eder.
4. Antiviral- Virüslere Karşı Etkili
Kolloidal gümüş suyu yararları arasında HIV / AIDS, zatürre, uçuk, zona ve siğiller için bir anti-viral olması da vardır. Optimum Beslenme Enstitüsü’nden Dr. Martin Hum, kolloidal gümüş suyunun virüsleri hızlı bir şekilde durdurmanın doğal yollarından biri olarak listelemiştir.
Kolloidal gümüş suyu virüsü boğar ve hatta AIDS hastalarında HIV virüsünün aktivitesini azaltabilir. Ayrıca, kolloidal gümüşün hepatit C virüsüne karşı etkinliğinin çok sayıda anekdotsal hesabı vardır.
5. Anti-inflamatuar
Kolloidal gümüş suyu aynı zamanda harika bir anti-inflamatuar ilaçtır. Vaka noktası: Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) araştırmacıları kolloidal gümüş suyu ile tedavi edildikten sonra inflamasyonun etkilerini incelediler; Gümüş ile tedavi edilen domuzların iltihaplı cildinin 72 saat sonra ciltlerinin tamamen iyileştiği gözlemlenmiştir.
Araştırma, birçok insanın yıllardır anekdot olarak tanıdığı şeyi yansıtmaya başlıyor – bu kolloidal gümüş şişliği azaltabilir, iyileşmeyi ve hücre iyileşmesini hızlandırabilir!
6. Sinüzit
Sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak kullanılan kolloidal gümüş suyu, geçen yıl Uluslararası Allerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir araştırmaya göre, insanlara burun spreyi olarak faydalı olabilir.
Özellikle Staph aureus’u öldürmek için bir kaba damlattığınız birkaç damla gümüş suyunu doğrudan burnunuza çekerek ve başınızı geriye doğru eğerek geniz ve burnunuzu temizleyebilirsiniz.
Ayrıca, son zamanlardaki araştırmalar da, patojenlerin neden olduğu gizli enfeksiyonların, yaygın alerjiler ve astım ile ilişkili solunum yolu inflamasyonu nedeni olabileceğini gösterdiğini belirtmek önemlidir. Kolloidal gümüş suyu Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonlarını yok eder, bu da havadaki toza alerjisi olan hastaların genellikle kolloidal gümüş suyu ile rahatlamasını sağlar.
7. Soğuk Algınlığı / Grip
Bazıları, kolloidal gümüşün domuz gribi de dahil olmak üzere tüm grip türlerini ve aynı zamanda soğuk algınlığını önlemeye yardımcı olduğunu iddia etmektedir.
Bunu klinik olarak test etmek için çok az çalışma yapılmıştır, ancak 2011 yılında NIH, soğuk algınlığı ve burun tıkanıklığından muzdarip 12 yaşından küçük 100 çocuğu aldı ve bunları iki gruba ayırdı; Birinci gruba kolloidal gümüş suyu ve beta glukan çözeltisi ve ikinci gruba ise tuzlu su çözeltisi uygulandı. Her iki grup da tedaviden olumlu sonuçlar alsa da, kolloidal gümüş grubundaki insanların% 90’ı tamamen iyileşti!
8. Zatürre (Pnömoni)
Bronşit ya da zatürre ile savaşmak söz konusu olduğunda, modern ilaçlar tedavi de sınırlı kalmıştır. Tipik olarak, antibiyotikler ilk savunma hattı olarak uygulanır, ancak zatürre viral olduğunda, antibiyotikler yardım etmez. Kolloidal gümüşün güzel tarafı, patojenden bağımsız olarak yardımcı olmasıdır.
Kolloidal gümüş suyu, ağızdan alındığında bronşit ve zatürreye karşı savaşmaya yardımcı olması bakımından dikkat çekici bir üründür, ancak bunu kullanmak için daha etkili bir yol var mıdır? Çok basit sadece ciğerlerine çek !
Bu şekilde gümüş, akciğerlerde bulunan ve bronşit veya zatürreye neden olan mikroplarla doğrudan temas eder. Temel olarak solunum desteği kullanmakla aynı şeydir ve birkaç gün içinde temizler.
Şimdi, kolloidal gümüş suyu akciğerlere alınması için en etkili yöntem bir nebülizatör kullanmaktır. Genellikle, bir çay kaşığı yaklaşık 10 ila 15 dakika boyunca günde üç kez kullanılır.
Kolloidal Gümüş Suyu Nedir?
Kolloidal Gümüş suyu nedir
Buzdolabının icadından önce, gümüş sikkenin koruyucu olarak, süt kabına atılması yaygın bir uygulamaydı. Çünkü gümüşün alg, bakteri ve diğer istenmeyen organizmaların büyümesini engellediği bilinmektedir.
Antik zamanlara dayanan gümüş, hastalıkların yayılmasını durdurmak için de popüler bir yoldu. Doğal antibiyotik olarak kullanımı, modern antibiyotiklerin geldiği 1940’lara kadar devam etti.
Bugün açıkçası, insanların gümüş paralarını suya atmaları gerekmiyor. Tek yapmanız gereken, mağazada satın aldığınız bir şişeden dikkatlice birkaç damla almaktır;
“Nanometre boyutlu gümüş parçacıkları içeren bir su çözeltisi. Toplam gümüş içeriği, milyonda parça (ppm) ile sayısal olarak aynı olan litre başına litre mili (mg / L) olarak ifade edilir. Toplam gümüş içeriği iki gümüş formuna ayrılır: iyonik gümüş ve gümüş parçacıklar.
Temel olarak “kolloidal gümüş” olarak pazarlanan üç tip ürün vardır ve bunlar şu şekilde kategorize edilebilir:
  1. İyonik Gümüş Çözeltisi
  2. Gümüş Protein
  3. Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
1.İyonik Gümüş Çözeltisi
İyonik gümüş çözeltileri, gümüş içeriği esas olarak gümüş iyonları olan ürünlerdir. İyonik gümüş genellikle kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanmakla birlikte, gerçek kolloidal gümüş suyu değildir. Üretilmesi en ucuz olanı olduğu için, bu kategorideki en popüler ürün iyonik gümüştür. Sorun? Sadece gerçek kolloidal gümüşün yapabileceği aynı faydaları üretmez.
2.Gümüş Protein
Büyük gümüş parçacıklarının tutunması için, gümüş protein bazlı ürünlere jelatin ekleniyor. Gümüş protein, piyasadaki en popüler kolloidal gümüş ürünüdür ve gümüş protein tozuna su ekleyerek kolaylıkla yapılabilir. Aynı zamanda sık sık kolloidal gümüş suyu olarak pazarlanır ve etiketlenir, ancak gerçek kolloidal gümüş suyu ile karıştırılmamalıdır. Gümüş protein, insan kullanımı için daha az etkilidir ve gerçek kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemezsiniz.
3.Gerçek Kolloidal Gümüş Suyu
Son olarak, gerçek gümüş kolloidler, gümüş içeriğin büyük çoğunluğu nanometre boyutlu gümüş parçacıklarından oluştuğu için herhangi bir protein veya başka katkı maddesi içermez.
Kolloidal Gümüş Suyu Yan Etkileri
Ulusal Özgür ve Bütünleştirici Sağlık Merkezi, kolloidal gümüş suyu bazlı ilaçların zayıf emilimine yol açabileceğini bildirse de, kolloidal gümüş kullanımının yan etkilerinin olduğunu gösteren sınırlı sayıda araştırma vardır.
Kollodial gümüş suyu mavi adam

Bununla birlikte, argyria (mavi cilt sendromu) denen geri dönüşü olmayan bir duruma neden olan birçok uyarıya rastlayabilirsiniz. Bununla birlikte, bu, gerçek kolloidal gümüşün yanlış kullanılması değil, iyonik gümüş veya gümüş proteini gibi kolloidal gümüş olarak pazarlanan diğer daha ucuz ürünlerden kaynaklanır.
Kolloidal gümüş suyu, bu hastalığa sebep olmaz. Medyada yer bulan Paul Karason adlı adamın yakalandığı argyria hastalığı kendi yaptığını sandığı gümüş suyunu kullanması sonucunda olmuştur.
Dikkate alınması gereken bir nokta, kolloidal gümüşün güçlü bir antibakteriyel ajan olduğu için, uygun bir mikroflora dengesini sağladığınızdan emin olmak için kullanım sırasında probiyotiklerle desteklediğinizden emin olmalısınız.
Kolloidal Gümüş Suyu Dozaj ve Kullanımı
Kolloidal gümüş suyunun her bir durum için farklı şekilde uygulanması gerekir. Kolloidal gümüş faydalarını deneyimlemek için, aşağıdaki gibi alınabilir, her zaman üst üste 14 günden fazla kullanılmaması gerektiğini aklınızda bulundurun.
  • Deriye doğrudan uygulanan 2-5 damla
  • Bağışıklık desteği için ağızdan alınan 1 damla
  • Pembe göz için 1-2 göz içine
  • 1-2 damla herhangi bir yaranın iyileşmesine yardımcı olabilir.
  • Düzgün hazırlanırsa, bir kas, kanserli bir tümöre veya kan dolaşımına enjekte edilebilir.
  • Neti pota 5 damla ilave edilir veya direkt olarak burun içine çekilir.
  • Vajinal veya analitik olarak 5-10 damla uygulanabilir.

Zararlarınıda Unutmayalım
'Deccal'in fitnesinden Allah'a sığınan bir Peygamber'in ümmeti olarak, önümüze sunulan her ürünü defalarca incelememiz gerekirken öyle bir hale geldik ki sorgulamadan hepsini kabul eder olduk. Öyle bir zamandayız ki herkes sürekli, "Mucizevi metodlar"dan bahsediyor. - Bir solisyon varmış, bütün hastalıkları iyileştiriyormuş! - Öyle bir terapi yöntemiymiş ki bütün derdin-tasan gidiyormuş! Son günlerde duymayan kaldı mı bu kelâmları? Tam da Allah Rasulu Aleyhisselam Efendimiz'in buyurduğu gibi: - O Deccal, bazı körleri ve abraşlıları (ağır hastaları) iyi edecek, birtakım ölüleri diriltecek ve "Ben Rabbinizim" diyecektir. Kim onu tasdik ederse Deccal’in tuzağına düşecektir. Kim de "Rabbim Allah" der ve böyle ölürse, o zaman Deccal'in fitnesine düşmeyecek ve ona bir daha fitne ve azab erişmeyecektir.

Sadaka'RasulAllah! Ne anlıyoruz bu Hadisi Şeriften?
Deccal, hastalıklar karşısında mucizevi işler yapacak!.. Ama nasıl? Buna bir hazırlık yok mu? Bugün korkunç şekilde ilerleyen teknolojinin yaptığı tek şey var farkederseniz; Bedenimize bir şekilde ağır metaller yüklemek! Aşılar vesilesi ile "Civa" İlaç niyetine "Kurşun" Implant, gıda ve temizlik maddeleri ile "Titanyum dioksit" Kendi elimizle "Şifa" diye içtiğimiz "Gümüş" Peki nedir bu bedenimize geri dönüşü olmayan bu metalleri yükleme hevesleri?

Çünkü nano boyuttaki bu metal, partiküller hücrenin içine işleyerek "DNA" hasarlarına ve mutasyonlarına sebep olarak vücudumuzdaki biyokimyasal işlemlere müdahale edebilir. Yani kısaca, bu metaller bedenindeyken, dışarıdan bir bilgisayara bağlı olan beyine sahip olabilirsin İnsanoğlunun, Allah ve Rasulu tarafından uyarıldığı böyle hassas bir mevzuda bu derece gözü kapalı ve cesaretli olarak kendini ve evlatlarını kobay yerine koydurması ise akıl alır bir durum değildir. "Bir Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz" diyoruz; lakin bedenimizde ısırılmadık yer kalmamışken hâlâ önümüze ne sürseler, gözümüz kapalı teslim oluyoruz. Herşey geliyor da dinimizin ne dediği gelmiyor bir türlü aklımıza. Herkese herşeyi soruyoruz da "Rabbim ne buyurmuş!" diyemiyoruz ne hikmetse.. İslâm dininde "Altın veya gümüşten" üretilmiş eşyaları kullanmak, ittifak ile 'HARAM'dır!

Rasulullah Aleyhisselam Efendimiz: "Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur!" buyurmuştur. Bu sebeple altın ve gümüşten üretilen kaşık, bardak, kap, ve gümüşe konmuş ürünleri tüketmek CAİZ DEĞİLDİR. "Gümüş suyu" da fıkhen buna dahildir. Allah ve Rasulu bize neyi emretti de binlerce bereketi, bizi neyden men etti de binlerce hikmeti olmadı!.. Tüm yabancı kaynaklar gümüş suyunun zararlarını birbirlerine tebliğ ederken, biz Müslümanlar'ın gözü kapalı bu ürünleri tüketmemiz ne oluyor Allah aşkına! Bir de "Yok Finikeliler, eski Yunanlar, Bizanslar, Çingeneler kullanmış ama..." diye savunmalar geliyor. Saydığınız bu cahil toplumlar kullanmışsa da Alemlere Rahmet olarak gelen ve asla nefsinden konuşmayan Peygamberimiz de yasaklamış yok ki bunun ötesi!.. - Kim altın veya gümüş bir kaptan "içerse" ancak karnını cehennem ateşi ile doldurur! - İşittik, itaat ettik Ya RasulAllah! Korkmamız lazım inanın; korkmamız lazım!..

Çünkü insan beyninin faaliyetleri bazı elektromanyetik dalgaların frekansına bağlı olarak gerçekleşir. Dolayısı ile beyin faaliyetlerini değiştirmek ve kontrol etmek için bedenimize farklı yollarla dahil ettikleri bu ağır metal ve kimyasallar ile yönlendirme yapmaktadırlar. Vel hasıl; bugün insanlar bu ürünleri kullanarak başta sağlık sorunlarını çözdüklerini sanıyorlar ama arka planda vücuda atılmış ve ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba taşıyorlar. Yani bedenlerine biriken bu metaller ile yarın birer "yapay zeka"ya dönüşerek, kendi iradeleri ile hareket edemez hale geldiklerinde herşey için çok geç olmuş olacak. Bu durum, insan çiplemenin farklı bir versiyonu değil de nedir? Bir bilgisayar oyunundan gelen talimata göre intihar eden gençler, bunun bir test aşamasıdır, buna her birimiz şahit değil miyiz! Bunlardan biri de son günlerde revaçta olan "Kolloidal Gümüş suyu" olmuştur. Türkçe kaynaklarda övgüden (!) başka birşey bulamasam da Rus, Alman ve İngiliz kaynaklarında bu konu hakkında korkunç bilgiler mevcuttur. Rahmetli Dr. Aidin Salih hanımefendinin de "Gümüş suyu kullanımı"na dair "Asla!.." demesi, onun ne kadar feraset sahibi bir Müslüman olduğunu bize bir kez daha gösteriyor.

Kısa bir izah gerekirse; Gümüş; ağır bir metaldir ve periyodik cetvelde aşırı toksik kadmiyuma bitişiktir. Ve asla insan vücudunun ihtiyacı olan bir mineral değildir! Bugün insanlara, "mucizevi" olarak pazarlanan bu solüsyonlar ise nano teknoloji ile 25 nm'lik gümüş nano partiküller şeklinde üretilir. Ruslar, buna "Faydasız Risk" ismini takmıştır. Çünkü Rus fizyologlara göre, bu aşırı doymuş gümüş çözeltilerin yüzde 10'u kanla taşınıp; insan vücudunun doğal filtresi olan karaciğerde birikiyor! Böyle bir metal birikime sahip olan karaciğerin ise sağlam kalması mümkün değildir! Bu sebeple insanlar, "Bir yeri iyileştireyim" derken, başka organlarına zarar vererek "Faydasız bir risk" alıyorlar. Bununla birlikte yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucunda kişide, böbrek hasarları ve kasılmalar gibi nörolojik problemler gözlenmiştir. Çünkü gümüş; hücrelerin birbirleri ile enerji alış verişlerini hücresel düzeyde engeller ve bu nedenle sitotoksin yani "Hücre zehiri" görevi görür. 2014 yılında G. Danimarka üniversitesinin yayınladığı bir makaleye göre; kolloidal gümüş suyu, bağırsak hücreleri için zararlıdır ve tahribata yol açar. Bunun yanı sıra, bedendeki serbest radikalleri tetiklediği de aynı makalede belirtilmiştir. İnsanlar üzerinde uzun vadeli bir deneye tabii tutulmayan kolloidal gümüş suyunun, hayvan deneylerinde laboratuar farelerinin DNA yapılarına büyük zarar verdiği gözlemlenmiştir. Ülkemizde "Hiçbir yan etkisi yok!.." denilerek piyasaya sürülse de Alman uzmanlar,

bu ürünün yan etkilerini şöyle sıralamışlardır; -

İnsan cilt ve mukoza zarlarını mavi-siyah renge çevirip arjiri hastalığına, - Tat alma bozukluklarına, - Koku duyarlılığına, - Nöbetlere, - Ağır böbrek hasarlarına, - Gebelik sırasında kullanıldığı taktirde yeni doğan organ sakatlıklarına sebep olabilir. Antibiyotik gibi direnç kazanılmayacağı iddia edilse de Alman uzmanlara göre, bu asla doğru değildir. Kolloidal gümüş suyuna karşı bağırsak bakterileri dirençli hale gelebilir. Ve bu nano gümüş tozları, hangi bakterinin yararlı olacağını ayırt edemez, bu sebeple bağırsak florasını bozarak, bağışıklık sistemini baskılar. Zaten genel manada vücuda dahil olan nanoparçacıklar, canlı hücrenin yapısına nüfuz ederek dokuların bozulmasına ve genleri mutasyona sokarak genetik hastalıklara sebebiyet vermektedir.

Sonra; "Ben niye böyle oldum!.. Çocuğum niye böyle oldu!.."

Düşünemiyoruz,düşünsek uygulamıyoruz.Önce sağlık diyoruz lakin gereğini yapmıyoruz.Bizler böylesine boşvermişlik içerisinde olduğumuz müddetçe maalesef bir arpa boyu ileri gidemiyoruz.
 
Üst