Ramazan Ayının Önemli Olmasının Sebepleri Nelerdir?
Ramazan ayının önemi, Rabbimizin kelamıyla, Allah Rasulü’nün sözleriyle bizlere apaçık bir şekilde bildirilmiştir.
Hayat rehberimiz Kuran’ı Kerim, bu ayda inmiştir.
‘
Ramazan ayı içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren apaçık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olarak Kur'an'ın indirilmiş olduğu aydır. Sizden kim bu aya erişirse onda oruç tutsun. Kim de hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günlerin sayısınca başka günlerde tutar. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez...’’[1]
Ve oruç, bizden önceki ümmetlere de farz kılınmıştır.
- "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için
oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı."[2]
‘
’Doğrusu biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesini sen nereden bileceksin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh, onda Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. O (gece), tanyeri ağarıncaya kadar, bir selam (rahmet ve esenlik)tir. ’’[3]
Kadir Gecesi'ni bağrında inci gibi taşıyan, Ramazan denilince ilk akla gelen hakikat; Kur'an'ın bir nur olarak yeryüzünü aydınlatması ve şereflendirmesidir. Alemlerin Rabbi’nin esenlik çağrısına bir şükür olarak ifade edilmiştir. Ramazan ayında, orucun da tesiriyle kalplerde yayılan manevi enerji, Müslümanları daha çok ibadete, Kuran okumaya, nefsi tezkiyeye, fakirlere karşı sorumluluk bilincine sevk etmektedir.
Ayrıca Ramazan ayına bereket katan iftar ve sahurun yeri de ayrıdır. Sahurun ve iftarın neşesi ayrıdır… Susuz olan dil nasıl ki suya kavuşunca hayat buluyorsa, insanoğlunun da ruhu aradığı manevi azığa kavuşunca adeta hayat bulur…
Bu ayın kutsiyet ve ehemmiyetinde orucun rolü tartışılmazdır. Ramazan ayının öneminde orucun rolü çok büyüktür. Nefsin bütün arzularını en keskin şekilde dizginleme yoludur. Tüm benliğiyle insanoğlu acizliğini, hiçliğini, ‘alak’tan geldiğini bilerek Alemlerin Rabbine kul olduğunu hatırlar. Böylece ibadet etmesi gerektiğini anlayarak kulluğunun gereğini en güzel şekilde yerine getirmeye çalışır. Ve yaratılış gayesinin hakikatine doğru yol almaya başlar.
‘
’Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.’’[4] Buyuran Rabbimiz ibadetlerde asıl gayenin takva olduğunu belirtmiştir.
O halde Allah Rasulü’nün “
Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur’’ buyruğuyla Ramazan ayından istifade etmenin yolu, Allah’ın emirlerine karşı gelmekten korkup, günahlardan sakınmaktan geçmektedir.
Allah Rasulü’nün “Bu ayda da bağışlanmazsan ne zaman!” ifadesi tüm benliğimizi sarsmalı, işlenen günahların kararttığı kalplerimizin pasını silmeli… Ve kalp bahçemizde iman tohumları yeşermeli… Ramazanı kurtuluşa, huzura, Rabbimizin rızasına mazhar olmaya vesile kılmalı…
Ayrıca ümmet bilincini kazanmada Ramazan’ın ayrı bir önemi vardır. Günümüzde Müslümanların en büyük problemi olan ümmet bilincinin istenen düzeyde olmayışı sebebiyle halimiz, bedenlerimiz, birliğimiz firaktatır.
Bu ayın atmosferiyle idrak ettiğimiz acizliğimiz bizi duaya yöneltir... Rabbimize eğildikçe yüceldiğimizi fark ederiz.. ‘Alak’tan Arş-ı Ala’ya yükseliriz… Öyle ki Rahman’a ne kadar yakın olduğumuzun idrakine vararak istedikçe isteriz… İcabet edildiğini bilerek daha da isteriz: Bağışlanmayı, kurtuluşu, kardeşliği, Firdevs’i isteriz.. En çok da O’nun razı olduğu bir kul olmayı isteriz…
Ve şu mucizeyi iliklerimizde hissederiz:
Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki;
“Benden önce hiçbir nebiye verilmemiş olan beş şey vardır ki, onlar benim ümmetime verilmiştir;
- Ramazan ayının ilk gecesinde Allah oruç tutanlara bakar. Allah, baktığı kimseye ebediyen azap etmez.
- Oruç tutanların ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
- Melekler gündüz ve gece boyunca oruç tutanlar için Allah’tan af diler.
- Allah cennetine şöyle der: Kullarım için hazırlanıp süslen. Kullarımın dünya yorgunluğundan kurtularak ikramlarıma ve evime gelip dinlenmeleri yakınlaşmıştır.
- Ramazan’ın son gecesi olunca Allah onların hepsini affeder. (Beyhakî, İmam Ahmed)
Kainat kitabı da bize orucun misallerini sunmaktadır…
Vahşi hayvanlar kar yağdığında karınlarını doyurmak için bir şey bulamadıkları zaman kışı uyuyarak geçirirler. Adeta ilkbahara kadar oruç tutarlar.
Peki ya ağaçlar? Kışın yapraklarını dökerek uykuya dalarlar. Hatta ilkbahar gelip buzlar eriyene kadar köklerine su bile alamazlar. Birkaç ayı oruçlu geçirdikten sonra ilkbahar geldiğinde canlanırlar.