- Katılım
- 19 Ocak 2020
- Mesajlar
- 1,049
- Puanları
- 151
Milat öncesi insanlarda güney, ay, yıldız hesaplarını çok iyi bildiklerinden tüm defin işlerini ve mezarlarını bu hesaplara göre yapmışlardır... höyükleri ev girişleri güneşin doğduğu yöne yapmışlardır....mezarlıklarını kuzey haricinde diğer yönlere yapmışlardır...bunların hepsi ince bir hesabın ürünüdür..
konumuz tümülüslere gelince tümülüsler in giriş yönleri her zaman için ya kuzeydoğudur, yada güneybatıdır....
bazı tümülüsler dar zamanda yapıldığında kuzeydoğulu olanlar biraz doğuya kaymıştır...güneybatılı olanlar ise biraz güneye kaymıştır..bunlar istisna olanlardır...
bunun haricinde tümülüs girişleri ya kuzeydoğu yada güney batıdır...
güneş ile tümülüs tesbitlerine gelince gün dönümleri çok önemlidir..güneş doğduktan batıncaya kadar ince bir yay çizer..ve doğduğunda tümülüsün kapısını sıyırarark görür tam tepeye gelince girişi görür ve batıncaya kadar bir kenarından görmeye çalışır...
MISIR UYGARLIĞIN DA:
Mısır Uygarlığı’nın sahip olduğu pek çok güzellik bilimle şekillenmiştir. Gökyüzünü izlemişler ve böylece yön tayini, mevsim bilgileri, zaman geçişini hesaplama gibi konularda bilgi sahibi olmuşlardır. Bugün kullandığımız Güneş’e dayalı takvimi yapmışlardır. 365 günün 10 aya bölünmesiyle oluşan 5 günlük farkı da bayram günleri olarak kutlamışlardır.
Sel sularını kontrol etme ve sulama sistemleri oluşturarak matematik ve geometri bilgilerini ilerletmişler ve piramitlerin inşası neticesiyle ilk defa Pi Sayısı’nın tam değerini bilen bir formül bulmuşlardır.
Mumyalama tekniği sayesinde Mısırlılarda tıp bilimi çok gelişmişti. Ayrıca piramitlerin inşası sırasında yaşanan kazalar da bu bilimin gelişimine katkı sağlamıştır.
Mısırlılar müzik bilgisine de sahiptiler. Yedi sesli notayı icat etmeseler de onu kullanmasını biliyorlardı. Bunu bize kadar ulaşan kabartma resimlerde görüyoruz.
Teknolojide, tıpta ve matematikte antik Mısır, üretkenlik ve çok yönlülük açısından görece yüksek bir standart sağlamıştı. Mısırlılar, kendi alfabelerini ve ondalık sistemlerini oluşturdular.
YİNE ASTROLOJİ DE:
Gökbilim (gök bilimi, astronomi), kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır. Gökbiliminin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Gökbilim daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, galaksiler (gökadalar) ve Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler.
Astronomi terimi eski Yunanca'daki astron ve nomos sözcüklerinden türetilmiş olup, «yıldızların yasası» anlamına gelir. Asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfindeki katkıları gözönüne alınırsa, gökbilim amatörlerin de halen etkin bir rol oynayabildikleri nadir bilim dallarından biridir.
Gök bilimi yeryüzündeki en eski bilimlerden biri olarak kabul edilir. Arkeolojik bulgular en eski çağlarda bile insanların gök biliminin konuları hakkında bilgileri olduğunu ortaya koymaktadır. Neolitik çağda insanlar ekinoksların periyodik karakterini, mevsimlerle ilişkisini ve bazı takımyıldızları bilmekteydiler. Modern gök bilimi gelişimini, özellikle antik çağdaki ve onları izleyen matematikçilere ve Ortaçağ’ın sonunda keşfedilmiş gözlem aletlerine borçludur. Başlangıçta ayrılmaz bir ikili sayılan ve paralel olarak ilerleyen astroloji ve gök bilimi zamanla yollarını birbirlerinden ayırmak zorunda kalmışlardır.
ciltler dolusu yazmakla bitmez.... kısacası her milat öncesi yaşamış milletler kendi devirlerinin zirvesini yaşamışlar ve doruk noksasına çıkmışlardır...
ölü gömme geleneklerinde de ayinler törenler düzenlemişler ve ince hesaplarla ölüleri kutsanarak defnedilmişlerdir...
konumuz tümülüslere gelince tümülüsler in giriş yönleri her zaman için ya kuzeydoğudur, yada güneybatıdır....
bazı tümülüsler dar zamanda yapıldığında kuzeydoğulu olanlar biraz doğuya kaymıştır...güneybatılı olanlar ise biraz güneye kaymıştır..bunlar istisna olanlardır...
bunun haricinde tümülüs girişleri ya kuzeydoğu yada güney batıdır...
güneş ile tümülüs tesbitlerine gelince gün dönümleri çok önemlidir..güneş doğduktan batıncaya kadar ince bir yay çizer..ve doğduğunda tümülüsün kapısını sıyırarark görür tam tepeye gelince girişi görür ve batıncaya kadar bir kenarından görmeye çalışır...
MISIR UYGARLIĞIN DA:
Mısır Uygarlığı’nın sahip olduğu pek çok güzellik bilimle şekillenmiştir. Gökyüzünü izlemişler ve böylece yön tayini, mevsim bilgileri, zaman geçişini hesaplama gibi konularda bilgi sahibi olmuşlardır. Bugün kullandığımız Güneş’e dayalı takvimi yapmışlardır. 365 günün 10 aya bölünmesiyle oluşan 5 günlük farkı da bayram günleri olarak kutlamışlardır.
Sel sularını kontrol etme ve sulama sistemleri oluşturarak matematik ve geometri bilgilerini ilerletmişler ve piramitlerin inşası neticesiyle ilk defa Pi Sayısı’nın tam değerini bilen bir formül bulmuşlardır.
Mumyalama tekniği sayesinde Mısırlılarda tıp bilimi çok gelişmişti. Ayrıca piramitlerin inşası sırasında yaşanan kazalar da bu bilimin gelişimine katkı sağlamıştır.
Mısırlılar müzik bilgisine de sahiptiler. Yedi sesli notayı icat etmeseler de onu kullanmasını biliyorlardı. Bunu bize kadar ulaşan kabartma resimlerde görüyoruz.
Teknolojide, tıpta ve matematikte antik Mısır, üretkenlik ve çok yönlülük açısından görece yüksek bir standart sağlamıştı. Mısırlılar, kendi alfabelerini ve ondalık sistemlerini oluşturdular.
YİNE ASTROLOJİ DE:
Gökbilim (gök bilimi, astronomi), kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır. Gökbiliminin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Gökbilim daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, galaksiler (gökadalar) ve Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler.
Astronomi terimi eski Yunanca'daki astron ve nomos sözcüklerinden türetilmiş olup, «yıldızların yasası» anlamına gelir. Asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfindeki katkıları gözönüne alınırsa, gökbilim amatörlerin de halen etkin bir rol oynayabildikleri nadir bilim dallarından biridir.
Gök bilimi yeryüzündeki en eski bilimlerden biri olarak kabul edilir. Arkeolojik bulgular en eski çağlarda bile insanların gök biliminin konuları hakkında bilgileri olduğunu ortaya koymaktadır. Neolitik çağda insanlar ekinoksların periyodik karakterini, mevsimlerle ilişkisini ve bazı takımyıldızları bilmekteydiler. Modern gök bilimi gelişimini, özellikle antik çağdaki ve onları izleyen matematikçilere ve Ortaçağ’ın sonunda keşfedilmiş gözlem aletlerine borçludur. Başlangıçta ayrılmaz bir ikili sayılan ve paralel olarak ilerleyen astroloji ve gök bilimi zamanla yollarını birbirlerinden ayırmak zorunda kalmışlardır.
ciltler dolusu yazmakla bitmez.... kısacası her milat öncesi yaşamış milletler kendi devirlerinin zirvesini yaşamışlar ve doruk noksasına çıkmışlardır...
ölü gömme geleneklerinde de ayinler törenler düzenlemişler ve ince hesaplarla ölüleri kutsanarak defnedilmişlerdir...