GÜLBAHÇELİ
VİP Üye
- Katılım
- 4 Mar 2020
- Mesajlar
- 1,542
- Puanları
- 112
İskitler (Sakalar)
İskitler, doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda tarih sahnesine çıkmışlardır. MÖ 8. yüzyıl ile MÖ 3. yüzyıl arasında yaşamış göçebe bir topluluktur. Doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna Nehri’ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 km’den fazla bir alana yayılmışlardır. Bunun sonuncunda çeşitli kavimler tarafından tanınmışlar ve bunların yazılı belgelerinde adlarından bahsedilerek haklarında bilgiler verilmiştir.
İskit adına ve onlarla ilgili bilgilere Grek kaynaklarında, Pers çivi yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır. Adı geçen kaynaklar dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. Grek kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai, Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai olarak adlandırılmışlardır.
Yaşamış oldukları kültür coğrafyasından dolayı bozkır kavmi olmalarının yanında kültürlerinin ana unsuru olan attan dolayı da atlı kavimdir. Ok ve yay en bilinen silahlarıydı. Bunların yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Altın ve gümüş işçiliğinde usta oldukları için “Bozkırın Kuyumcuları” olarak tanınmışlardır. Önemli liderleri arasında Alp Er Tunga bulunmaktadır. İskitler, Alp Er Tunga’nın kağanlığı döneminde en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Onun yönetiminde Asya’nın batısında ve doğusunda çekinilen güç haline gelmişler ve Perslerin yayılmacı politikasına engel olmuşlardır. Bir diğer önemli liderleri ise Alp Er Tunga’nın da torunu olarak bilinen ve yazımızın asıl konusunu oluşturan Tomris Hatun’dur.
İskit Kadınları
İskit kadınları ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşırlardı. Kadınları üç düşman öldürmedikçe evlenmezlerdi. İskit kadınları hakkında Antik Çağ yazarlarının değerlendirmeleri; “İskitler, askeri harekatlarda eşleriyle birlikte bulunan cesur kadınlara sahipler.” şeklinde olmuştur. Savaşlara katılan bu kadınlar tıpkı erkekler gibi savaş taktikleri kullanıyordu. Bu tür topluluklarda erkekler savaşla meşgulken sürülerin ve evin idaresi de kadınlara düşüyordu. Bundan dolayı da kadınların silahlı olması ve onları kullanmayı bilmesi gerekiyordu. Yapılan kazılar sonucunda silahlarıyla gömülmüş çok sayıda kadın kurganının bulunması bize İskit kadınlarının da savaştığını açık bir şekilde göstermektedir.
Bu toplumda ailenin kız çocuklarının bozkır hayatına hazırlanmasında da önemli görevler üstlendiklerini görüyoruz. İskit kadınlarının sağ memeleri yoktur. Çünkü kızlar daha çocukken anaları, bu iş için yapılmış tunçtan bir aleti şiddetle kızdırıp sağ memeye bastırarak dağlardı. Böylece memenin büyümesi önlenir, bütün kuvvet sağ omuz ve kola giderdi. Bu şekilde kadınlar gerek savaşlarda gerekse bozkır hayatının zorluklarına karşı daha güçlü mücadele etmişlerdir.
Tomris Hatun Kimdir?
MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve bugün de Yakutlar olarak bilinen İskitlerin kadın Türk hakanıdır. Kocası öldüğü için İskitlerin başına geçmiştir. Birçok kaynak dünyada bilinen ilk kadın hükümdar olduğunu yazmaktadır. İsmi Öz Türkçedir ve günümüz kullanımıyla “Demir/Temir” anlamına gelmektedir. Tomris Hatun, Şerife Bacı gibi, Kara Fatma gibi, Nene Hatun gibi ismini tarih sayfalarına altın harflerle kazımıştır. Dünya ve Türk tarihinin kahramanı olan Tomris’in bu övgüleri neden hakkettiğini ve neden bu kadar değerli olduğunu yazımızda anlatmaya başlayalım.
Pers Kralı Kyros İle Mücadelesi
Pers Kralı Kyros, Yeni Babil Krallığı’na son verip Mezopotamya’yı hakimiyeti altına aldıktan sonra büyük olasılıkla Mısır’ı ele geçirmeyi planlamıştır. Ancak gerçekleştirdikleri yıpratıcı akınlarla imparatorluğun kuzeydoğu sınırını oluşturan yerleri tehdit eden İskitler, Kyros’un Orta Asya’ya ikinci bir sefer düzenlemesini gerektirmiştir. Kyros döneminde İskitlerin başında Tomris Hatun bulunmaktaydı. İskitlerin saldırılarını kesin şekilde durdurmayı amaçlayan Pers kralı, Tomris’e karşı sefer düzenleyerek Seyhun Nehri’nin ötesine geçmiş ve burada kendi ismine ithafen Kyropolis adında bir garnizon -askeri birliklerin bulunduğu- şehir inşa ettirmiştir.
Kyros’un İskitlerle olan mücadelesi hakkında en ayrıntılı bilgiler Herodotos‘a aittir. Herodotos’a göre, Kyros Babil’i ele geçirdikten sonra İskitler üzerine sefere çıkmıştır. İskit hükümdarı Tomris’e elçi göndererek kendisiyle evlenmek istediğini bildirmiştir. Ancak onun asıl amacının İskitleri Pers egemenliğine katmak olduğunu anlayan Tomris onun bu isteğini kabul etmemiştir. Pers kralı bu hileyle İskitlere boyun eğdiremeyeceğini anlayınca asıl niyetini gösterip ordusunu Aras Nehri üzerine getirmiştir. Ardından ordusunun nehri geçebilmesi için bir köprü inşa ettirmiş ve bu şekilde nehrin karşı tarafına geçmiştir. Bir süre sonra Tomris, Kyros’a elçi göndererek ona kendilerine saldırmaktan vazgeçmesini bildirmiştir. Eğer vazgeçmezse İskit ülkesine doğru yoluna devam etmesini söylemiştir.
Hain Plan
Pers kralı ve esir alarak beraberinde götürdüğü Lidya Kralı Kroisos, İskitlere boyun eğdirmek için bir plan kurmuştur. Bu plan doğrultusunda Kyros’a büyük bir ziyafet düzenlenmesini, ziyafet sona ermeden Pers ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başında bırakıp ordunun geri kalanıyla birlikte nehrin kıyısına geri çekilmesi söylenmiştir. Ziyafeti gören İskitlerin harekete geçip ziyafetten yararlanmak istedikleri esnada onların bu zayıf anını fırsat bilen nehrin kıyısındaki Pers ordusunun saldırıya geçmesi istenmiştir. Bu doğrultuda planı uygulamışlardır. Ziyafeti gören Tomris’in ordusunun üçte biri ziyafet alanına gelmiş ve buradaki Pers askerlerini öldürerek ziyafetteki yemeklerle karınlarını doyurmaya başlamışlardır. Yemek sırasında içtikleri şarabın etkisiyle sarhoş olan İskit askerleri bir süre sonra uykuya dalmıştır. Bu durumu gören beklemedeki Pers ordusu İskit askerlerinin üzerine saldırarak bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır. Esir alınanlar arasında Tomris’in oğlu Spargapises de vardır.
İskitler, doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda tarih sahnesine çıkmışlardır. MÖ 8. yüzyıl ile MÖ 3. yüzyıl arasında yaşamış göçebe bir topluluktur. Doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna Nehri’ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 km’den fazla bir alana yayılmışlardır. Bunun sonuncunda çeşitli kavimler tarafından tanınmışlar ve bunların yazılı belgelerinde adlarından bahsedilerek haklarında bilgiler verilmiştir.
İskit adına ve onlarla ilgili bilgilere Grek kaynaklarında, Pers çivi yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır. Adı geçen kaynaklar dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. Grek kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai, Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai olarak adlandırılmışlardır.
Yaşamış oldukları kültür coğrafyasından dolayı bozkır kavmi olmalarının yanında kültürlerinin ana unsuru olan attan dolayı da atlı kavimdir. Ok ve yay en bilinen silahlarıydı. Bunların yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Altın ve gümüş işçiliğinde usta oldukları için “Bozkırın Kuyumcuları” olarak tanınmışlardır. Önemli liderleri arasında Alp Er Tunga bulunmaktadır. İskitler, Alp Er Tunga’nın kağanlığı döneminde en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Onun yönetiminde Asya’nın batısında ve doğusunda çekinilen güç haline gelmişler ve Perslerin yayılmacı politikasına engel olmuşlardır. Bir diğer önemli liderleri ise Alp Er Tunga’nın da torunu olarak bilinen ve yazımızın asıl konusunu oluşturan Tomris Hatun’dur.
İskit Kadınları
İskit kadınları ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşırlardı. Kadınları üç düşman öldürmedikçe evlenmezlerdi. İskit kadınları hakkında Antik Çağ yazarlarının değerlendirmeleri; “İskitler, askeri harekatlarda eşleriyle birlikte bulunan cesur kadınlara sahipler.” şeklinde olmuştur. Savaşlara katılan bu kadınlar tıpkı erkekler gibi savaş taktikleri kullanıyordu. Bu tür topluluklarda erkekler savaşla meşgulken sürülerin ve evin idaresi de kadınlara düşüyordu. Bundan dolayı da kadınların silahlı olması ve onları kullanmayı bilmesi gerekiyordu. Yapılan kazılar sonucunda silahlarıyla gömülmüş çok sayıda kadın kurganının bulunması bize İskit kadınlarının da savaştığını açık bir şekilde göstermektedir.
Bu toplumda ailenin kız çocuklarının bozkır hayatına hazırlanmasında da önemli görevler üstlendiklerini görüyoruz. İskit kadınlarının sağ memeleri yoktur. Çünkü kızlar daha çocukken anaları, bu iş için yapılmış tunçtan bir aleti şiddetle kızdırıp sağ memeye bastırarak dağlardı. Böylece memenin büyümesi önlenir, bütün kuvvet sağ omuz ve kola giderdi. Bu şekilde kadınlar gerek savaşlarda gerekse bozkır hayatının zorluklarına karşı daha güçlü mücadele etmişlerdir.
Tomris Hatun Kimdir?
MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve bugün de Yakutlar olarak bilinen İskitlerin kadın Türk hakanıdır. Kocası öldüğü için İskitlerin başına geçmiştir. Birçok kaynak dünyada bilinen ilk kadın hükümdar olduğunu yazmaktadır. İsmi Öz Türkçedir ve günümüz kullanımıyla “Demir/Temir” anlamına gelmektedir. Tomris Hatun, Şerife Bacı gibi, Kara Fatma gibi, Nene Hatun gibi ismini tarih sayfalarına altın harflerle kazımıştır. Dünya ve Türk tarihinin kahramanı olan Tomris’in bu övgüleri neden hakkettiğini ve neden bu kadar değerli olduğunu yazımızda anlatmaya başlayalım.
Pers Kralı Kyros İle Mücadelesi
Pers Kralı Kyros, Yeni Babil Krallığı’na son verip Mezopotamya’yı hakimiyeti altına aldıktan sonra büyük olasılıkla Mısır’ı ele geçirmeyi planlamıştır. Ancak gerçekleştirdikleri yıpratıcı akınlarla imparatorluğun kuzeydoğu sınırını oluşturan yerleri tehdit eden İskitler, Kyros’un Orta Asya’ya ikinci bir sefer düzenlemesini gerektirmiştir. Kyros döneminde İskitlerin başında Tomris Hatun bulunmaktaydı. İskitlerin saldırılarını kesin şekilde durdurmayı amaçlayan Pers kralı, Tomris’e karşı sefer düzenleyerek Seyhun Nehri’nin ötesine geçmiş ve burada kendi ismine ithafen Kyropolis adında bir garnizon -askeri birliklerin bulunduğu- şehir inşa ettirmiştir.
Kyros’un İskitlerle olan mücadelesi hakkında en ayrıntılı bilgiler Herodotos‘a aittir. Herodotos’a göre, Kyros Babil’i ele geçirdikten sonra İskitler üzerine sefere çıkmıştır. İskit hükümdarı Tomris’e elçi göndererek kendisiyle evlenmek istediğini bildirmiştir. Ancak onun asıl amacının İskitleri Pers egemenliğine katmak olduğunu anlayan Tomris onun bu isteğini kabul etmemiştir. Pers kralı bu hileyle İskitlere boyun eğdiremeyeceğini anlayınca asıl niyetini gösterip ordusunu Aras Nehri üzerine getirmiştir. Ardından ordusunun nehri geçebilmesi için bir köprü inşa ettirmiş ve bu şekilde nehrin karşı tarafına geçmiştir. Bir süre sonra Tomris, Kyros’a elçi göndererek ona kendilerine saldırmaktan vazgeçmesini bildirmiştir. Eğer vazgeçmezse İskit ülkesine doğru yoluna devam etmesini söylemiştir.
Hain Plan
Pers kralı ve esir alarak beraberinde götürdüğü Lidya Kralı Kroisos, İskitlere boyun eğdirmek için bir plan kurmuştur. Bu plan doğrultusunda Kyros’a büyük bir ziyafet düzenlenmesini, ziyafet sona ermeden Pers ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başında bırakıp ordunun geri kalanıyla birlikte nehrin kıyısına geri çekilmesi söylenmiştir. Ziyafeti gören İskitlerin harekete geçip ziyafetten yararlanmak istedikleri esnada onların bu zayıf anını fırsat bilen nehrin kıyısındaki Pers ordusunun saldırıya geçmesi istenmiştir. Bu doğrultuda planı uygulamışlardır. Ziyafeti gören Tomris’in ordusunun üçte biri ziyafet alanına gelmiş ve buradaki Pers askerlerini öldürerek ziyafetteki yemeklerle karınlarını doyurmaya başlamışlardır. Yemek sırasında içtikleri şarabın etkisiyle sarhoş olan İskit askerleri bir süre sonra uykuya dalmıştır. Bu durumu gören beklemedeki Pers ordusu İskit askerlerinin üzerine saldırarak bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır. Esir alınanlar arasında Tomris’in oğlu Spargapises de vardır.